Benim şeyim, benim bedenim
Kişi, şeylerin efendisidir; şeylere hükmeden ve hükmettiklerini şeyleştirendir. Kişiler ile şeyler arasındaki ilişki tahakküm ilişkisidir. Şeyler hizmet etmeye yarar; kişilerden bağımsız hayatları olamaz. Biri ancak bir şeye sahip olduğunda kişilik statüsü kazanabilir ve onun üzerinde egemenliğini icra edebilir. Şeyler, sessiz kölelerdir; köleler ise sesli şeyler, kullanım araçları. Kişinin ele geçirme gücü vardır. Şeylere el koyar, el koyduğu şeyi kendi mülkiyetine geçirir ve kullanmak üzere şeyleri el altında tutabilir. “Birçok hayvanda yakalama işini el ya da pençe yerine silahlanmış ağzın kendisi yapabilir. İnsanlar arasında tuttuğunu asla bırakmayan el, iktidarın simgesi haline geldi” (Canetti). Kavrayan ve tutan el, insan türünün en ayırt edici özelliğidir. İnsanı insan yapan ve insanın sayesinde dünyayı da insanlaştırdığı bir uzuv olarak elin insan evrimindeki önemi vurgulanırken tahakküm ilişkisinin bir organı olduğu çoğu kez unutulur. Hayatta kalmak için el ele verenler, sadece doğanın öğelerine değil, birbirlerine de el koymaya başladıklarında mülkiyet ve tahakküm ilişkileri ortaya çıkar. Günümüzde kişi ile şey arasındaki ayrım kesin değildir, kişi ile şey yer değiştirebilir. Bir kişinin emrine giren bir kişi, o kişinin şeyine dönüşebilir. Emeğini saat ücreti üzerinden satanlar için günümüzde kullanılan ücretli kölelik deyişi, şeyleşen bedenleri ifade eder. Mesai bitiminde bedenler........
© Birgün
visit website