Tarihin en parlak yıllarını yaşıyoruz!
Sabah saatlerinde bir vapurla Kadıköy’den karşıya Karaköy’e geçiyordu. Gazete okumasından boyalı ayakkabılarına, boyun atkısından şapkasına kadar her şeyi ile geçmiş zamanların şık bir İstanbullusu olduğu belliydi. Vapur Haydarpaşa Gar binasının hizasındaydı, telefonu çaldı. Telefonun diğer ucundaki “nasılsın?” diye sormuş olacak ki “nasıl olayım, çok çok iyiyim” dedi. Sonra da iyi olmasının gerekçelerini sıralamaya başladı:
Öncelikle dünyanın en ileri demokrasisine sahip bir ülkede yaşıyorum. Vatandaşlık bakımından benzersiz haklara sahibim. Çağdaş bir ülke olabilmenin tüm kurumları yerli yerinde… Hukukun üstünlüğü ise en önde geliyor!
Yargının bağımsızlığı desen kimse üstüne toz konduramaz.
İfade özgürlüğü için tek kelime ile “mükemmel” deniliyor.
∗∗∗
Basın hürriyeti eskisiyle kıyaslanmayacak boyutlarda gelişti. İktidarın en ufak bir yanlışı daha ilk adımda yerden yere vuruluyor. Hükümet anında açıklama yaparak özür diliyor. Mağdur olanlar varsa derhal telafi ediliyor. Eğer bu durum bir yerleşimi ilgilendiren boyutta ise çok hızlı biçimde müdahale ediliyor. Mesela hatalı bir karar ile kıyı şeridine yol yapmak için deniz mi dolduruldu? O bölgenin ahalisi de “biz o bölgede yazın........
© Birgün
visit website