Türkiye, Gürcistan maçıyla başlıyor
Şunu belirtmek gerçekten çok önemli: Bu şampiyonanın içinde yer alacak olan Türk Milli Takımı için bu turnuva bir ayrıcalıktır.
Bu ayrıcalık sadece katılmayı gerçekleştirmek adına değil, aksine bir sistem bütünlüğü içinde rekabet edebilecek ortamı bulması adına çok önemlidir. Çünkü, buradaki takımların varlığı birer ‘ekol’ üzerinden oyun kültürünün sahaya yansıması anlamına gelmektedir. Yani manipülasyona kapalıdır.
Bizde ise futbol aksine manipüle edilen bir oyundur. Ve sistematik kurgu üzerinden bir oyun bütünlüğüne sahip olmadığımızdan mevcut teknik direktörün donanımları kadar işlev görme durumunda kalmaktayız. Bu noktadaki tek şansımız teknik direktörün-her türlü manipülasyona rağmen-ortaya koyacağı irade olacaktır. Avantajımız ise Montella gibi ‘ekol’ üzerinden gelen biri ile çalışıyor olmamızdır.
Bu ayrıntının yanında, haliyle bir mecburiyetimiz de futbolu taktiksel ‘bilgi’ üzerinden değerlendirme zorunluluğu içinde kalacak olmamızdır.
Türkiye Milli Takımı'nın ilk maçı Gürcistan’la oynaması şans ya da şansızlıktan ziyade turnuva işlevi içinde rakipten alınacak skor belirleyici olacaktır.
Gürcistan 5-3-2 dizilişi ile sahaya çıkan ve içinde bölgesel format değişikliklerine giden bir takım. Bu format değişiklikleri belirli kalıplar içinde olduğu için aslında belirgin de bir hal almıştır.
Kalecileri Mamardashvili Valencia’nın kalecisi. Buralara kadar gelmesinde ciddi katkısı olan futbolcu. La Liga gibi hücum aksiyonu yüksek olan bir ligde oynaması çok büyük avantaj.
5’li savunması çok standart oyunculardan kurulu. Birbirini tamamlayan oyuncular olduğu gibi orta ve alt seviye liglerde oynamalarına rağmen disiplinli, temaslı oynayan seven oyunculardır.
Kakabadze ve Shengelya her iki kanat oyuncuları olmakla birlikte hücum aksiyonu içinde özellikle Kakabadze, Kvarartskhelia’nın sol çizgide, sürekli hücum aksiyonu içinde olmasında dolayı sağ kanadı daha fazla kullanmakta.
Takımın tüm oyun kurgusunu orta üçlü belirlemektedir.
........
© Birgün
visit website