Panenka’dan Çekya’ya ve bizdeki kaosa
Slovan Bratislava, Dukla Prag ve Bohemians zaman zaman başarılı sonuçlar elde etse de Tito döneminde Yugoslav takımları ile Sovyetler'in özellikle Dinamo Kiev’in elde ettiği başarıların yanına hiçbir Çekoslovakya takımı yaklaşamadı. Belki bunda devlet desteğinin ağırlığı söz konusuydu ama verilen destekle başarı doğru orantılı olarak devam ediyordu.
1976 Avrupa Şampiyonası'nda Almanya 1974 Dünya Kupası'nı kazanmış olarak favori gelirken finalde Çekoslovakya ile karşılaşacaktı. Çekoslovakya 2-0 öne geçmesine rağmen Almanya skoru eşitledi, uzatmalara gidildi ve sonuç penaltılara kaldı. O meşhur penaltı vuruşunu yapan Panenka yıllar geçse de bir özel vuruş tekniğinin sahibi oldu.
O anı kendisi şöyle anlattı: “O penaltım, yarı final için bile hazırdı. Ama kaderim Almanya maçı için yazılmıştı. Teknik ekibe de son penaltıyı kullanmak istediğimi söylemiştim. Bunu neden yaptım bilmiyorum. Güzel bir son nokta oldu. Turnuvadan önceki 2 yılda aynı penaltıyı 12 kez daha kullanıp gol yapmıştım. Ama Batı Avrupalılar o zamanlar Çek Ligi’ni takip etmiyordu, en azından Alman kanallarında maçlarım yayınlanmıyordu. İyi ki de öyleymiş, yoksa Alman futbolcular nasıl vuracağımı bilip kaleciyi uyarabilirdi.” (Sokrates Dergi)
Çekoslovakya ikiye ayrılarak Çekya ve Slovakya ismiyle içinden iki devlet çıkardı.
Bugün Çekya ile karşılaşıyoruz. Çekya futbolunun içeriği hakkında sahip olmamız gereken bilgi için, tarihsel içeriğe sahip ilk devletin kültür kurgusundan bakmamız yeterli olacak.
Kreatif oyuncu sıkıntısı yaşayan Çekya, daha çok sistem sadakati ve o sistemde birikimleri kullanacak oyuncuları tercih ediyor. Seviye farklılıklarını sistem sayesinde bertaraf edip süreci bir noktaya kadar taşıyıp, orada tutup sadakat ve disiplinle devam etmek en doğru hedefleri.
3-4-3 gibi diziliş şekline sahip olmalarına rağmen, oyun........
© Birgün
visit website