Yasama koalisyonu Anayasa’ya aykırı ve ülkeye zararlı
“Hukuka çağrı veya saygı” girimi olarak CHP-AKP görüşmeleri ardından yapılan açıklamalar, 2017 kurgusunun Anayasa ve anayasacılık kavramlarına ne denli uzak olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bunda, değişiklik metni kadar yasama koalisyonu gibi fiili durumların payı kayda değer.
“Koalisyonlara hayır”, 2017 kurgusunun parlamenter rejimi ve hükümet sistemini kaldırma gerekçelerinin başında geliyordu.
Böylece TBMM, yasama faaliyetlerini yasa yapımı üzerinde yoğunlaştıracaktı. -Bütçe dışında- yasa teklif tekeli de, TBMM’nin özerk yasama hedefi olarak yorumlanabilirdi. Böylece, milletin temsilcileri “Anayasa andı” doğrultusunda yasama görev ve sorumluluklarını Hükümetin gölgesi olmaksızın yerine getirebileceklerdi. Zaten, Yürütme yetki tekeli ile donatılan Cumhurbaşkanı (CB), kararname(CBK) yoluyla norm da koyabilecekti.
İlga önündeki engelleri temizlemek için KHK yoluyla yargısız infaz yapılarak onbinlerce kişi “sivil ölü” haline getirildi ama evet oyu veren milyonlarca yurttaş da iğfal edildi (aldatıldı).
Nasıl? 2017 kurgusu uygulamaya konulmadan kurulan Cumhur İttifakı, TBMM’yi, “Anayasa’ya uygun yasa yapımı” sürecinden daha baştan alıkoydu. Kaçınılması gereken yapıldı, yapılması gerekenden ise kaçınıldı. Bunun güncel örneği, AYM kararı ile gündeme gelen KHK-703’tür.........
© Birgün
visit website