menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İş yasalarında değişiklik aslında işverenlerin esneklik talebi

26 41
02.03.2024

İş yasalarında değişiklik konusu Çalışma Bakanı’nın “Toplantılara başladık” açıklamaları ile birlikte yeniden gündeme geldi. Özellikle belirli basın organları konuyu aşağıdaki başlıklarla gündeme taşımayı sürdürüyorlar:

Milyonlarca çalışanı ilgilendiriyor iş kanunları değişiyor!

İş kanunlarında kapsamlı değişiklik gündemde!

İş kanununda düzenleme! Mesai saatleri kısalıyor.

Tüm çalışanları etkileyen iş kanunu değişiklikleri, 20 yıl sonra ilk kez, Cumhurbaşkanlığı çalışma başlattı!

∗∗

Bilindiği gibi 32 yıl yürürlükte kalan 1971 tarihli 1475 Sayılı İş Kanunu yerini 2003 yılında 4857 Sayılı İş Kanunu’na bırakmıştı. Bu değişim aynı zamanda çalışma yasalarımızda daha önce yer bulmayan bazı esnek uygulamaların çalışma hayatımıza girmesine neden oldu. Esneklik uygulamalarının çalışma hayatımıza girmesi aslında işverenlerin öteden beri sürekli olarak talep ettikleri ve işbaşına gelen Hükümetlere bu yöndeki baskı ve etkilerinin sonucuydu.1475 sayılı İş Kanunu’nun işçiyi koruyan maddelerini fazla katı ve yasakçı bulup yasanın işverenlere manevra kabiliyeti sağlayacak yönde esnetilmesini talep ediyorlardı.

4857 ile birlikte bunu belirli ölçüde başardılar. Aradan geçen 20 yılı aşkın sürede yasadaki esneklikleri tamamlayacak çeşitli değişikliklerde gerçekleştirildi. Örneğin çok tartışılan ve fona dönüşmesi gündemde olan kıdem tazminatında hak arama bakımından zaman aşımı süresi 10 yıldan 5 yıla düşürüldü (bu ihbar tazminatı içinde geçerli). İşçileri, işverenlerle olan işçilik alacakları konusunda iş mahkemesine gitmeksizin bir tür yasal pazarlık işlevi gören arabuluculuk müessesi dava şartı olarak getirildi. Kamuoyunda işçi kiralama olarak adlandırılan ve özel istihdam büroları aracılığı ile gerçekleştirilen ödünç iş ilişkisi yasal hale getirildi. Bu örnekleri sosyal güvenlik alanına getirilen olumsuzluklarla birlikte çoklandırmak mümkün.

Şimdi ise yeniden İş Kanunu’nda değişiklik tartışmaları basına servis ediliyor ve gerekçe olarak da iş yasalarının çok dağınık olması, çalışma sürelerinin fazla olması gibi gerekçeler öne sürülüyor. Aslında Farklı iş kollarında çalışanların (basın sektörü, denizcilik sektörü, havacılık sektörü vb.) iş kollarına özgü olarak farklı yasalara tabi olmaları son derece normal bir uygulama ve bunun dünyadaki örnekleri de benzer örneklerdir. Diğer taraftan ortalama iş süresi ülkemizde AB ve OECD ülkelerine göre yüksek gibi görünse de aslında bu mevcut yasaya uyulmaması ve fazla mesainin yasal sürelerin üzerinde uygulanmasından kaynaklanmaktadır. Kaldı ki sorun buysa İş Kanunu’nda çalışma sürelerini düzenleyen 63. maddeyi değiştirmek yeterli iken Yasa’da kapsamlı değişikliğe neden ihtiyaç duyuluyor acaba?

Şimdi lafı çokta dolandırmadan işin aslına bakalım........

© Birgün


Get it on Google Play