Enflasyonun sofradaki hali
Pandemi süreci ile birlikte tüm dünyada enflasyon sorunu baş gösterdi. Özellikle tedarik zincirlerindeki aksamalardan kaynaklanan keskin fiyat artışları, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın küresel hububat arzını kısıtlaması etmeni de devreye girince gıda fiyatlarına fazlasıyla yansıdı. Gelirinin daha fazla kısmını gıdaya ayırmak zorunda kalan yoksul ülkelerde ve gelişmiş ülkelerin alt gelir gruplarında ciddi bir beslenme sorunu ortaya çıktı. Dünya nüfusunun önemli bir bölümü sağlıklı ve yeterli gıdaya erişim diye tanımlanan, insan onurunun bir parçası kabul edilen gıda hakkından yoksun kaldı.
Türkiye’de dünya ortalamasının çok üzerinde bir tüketici enflasyonu, bunu da aşan bir gıda enflasyonu yaşıyoruz. Son zamanlarda, iktidarın yarattığı yüksek enflasyon ortamını fırsat bilen, maliyetler ötesinde fiyat artıran firmalardan, market zincirlerinden söz ediyoruz. “Satıcı enflasyonu” veya “kar enflasyonu” diye nitelendirdiğimiz bu olgu sırf Türkiye’ye özgü değil. İsterseniz gelin önce bu fahiş fiyatlama eğiliminin ABD’deki yansımalarına bir göz atalım.
ABD’DE FIRSATI GANİMET BİLEN DEV ŞİRKETLER
Jacobin sitesindeki Veronica Riccobene’nin, “Gıda perakendecileri enflasyon ve karlar hakkında hala yalan söylüyor” başlıklı yazısında, ABD’nin en büyük gıda zincirleri ve yaş sebze-meyve markalarında fahiş fiyatların suçunun tedarik zincirleri ve ekonomi genelindeki enflasyona atılarak, fiyatların nasıl şişirildiği verilerle ortaya konuyor. Bu şirketler karlarını belirgin biçimde artırınca, bu paraları verimliliği yükseltecek yatırımlara ayırmak yerine, kendi hisse senetlerini piyasadan toplayarak ve/veya yüksek temettüler dağıtarak ortaklarına aktarıyorlar. Diğer bir ifadeyle tüketici aleyhine, neoliberalizmin kilit kavramlarından “hisse senedi değeri”nin gereğini yerine getiriyorlar.
Amerikalılar Mart 2024’te taze sebze ve meyve satın almak ve dışarıda yemeğe çıkmak için Ocak 2020’ye göre yüzde 25 fazla ödeme yapıyorlar. Aynı dönemde ilgili sektördeki 10 büyük firma, karlarından hisse senedi sahiplerine 77 milyar dolar ödeme yapmış.
Tarım Bakanlığı, ortalama Amerikalının 2022’de son 40 yılın en yüksek oranıyla gelirinin yüzde 11’ini gıdaya harcadığını hesaplamış. Yaş sebze-meyve enflasyonu aynı yıl, 1970’den bu yana en yüksek oranda yüzde 10 olmuş.
Mart 2024 itibarıyla tüketiciler pandemi öncesi döneme göre yumurtaya yüzde 95, dana etine yüzde 33, süte yüzde 22 daha fazla ödüyorlar. Bir araştırmaya göre, yetişkinlerin yüzde 90’ı gıda fiyatlarının bütçelerini zorladığını söylüyor. Bir tüketici örgütü, idareli harcama yapan dört kişilik bir ailenin bütçesinden gıdaya ayırdığı paranın Ocak 2020’den Ocak 2024’e yüzde 50’lik artışla 654 dolardan 976 dolara çıktığını gösteriyor.
Türkiye’de gözlemlediğimiz ambalajdaki ürün fiyatının azaltılarak fiyatlarının artırılması “shrinkflation ” uygulaması ABD’de de yaygın. Bir rapor........
© Birgün
visit website