Okey oyuncusunun yalnızlığı
Kaç çeşidi var bilmiyorum, hem de kim bilebilir, ama çeşidine türüne bakmadan yalnızlık yine yalnızlık! Tanrıya mahsus derler ama, onun yalnız olmadığını biliyoruz, nereden mi, kendimizden elbet, bir de bazı şiirlerden: “Ben ölürsem yapayalnız kalacak olan Allah’a” demiştir Hilmi Yavuz, Necip Fazıl Kısakürek “Allah ve İnsan” şiirinde, “Seni aramam için beni uzağa attın/Alemi benim beni kendin için yarattın” der, Rilke “Ben ölürsem, ne yaparsın Tanrım?” diye kaygılanmıştır, ben de Hrant Dink için yazdığım “Yetimler Ağıdı” şiirinde “Tanrı arkadaşı olsun diye yaratmadı mı dünyayı?” diye sormuştum.
Tanrının bize gereksinimi var, bizsiz yapamaz, biz yoksak o da yoktur çünkü! Bizim işimiz onunkinden daha zor! Attila İlhan’da olabilir ilahlar kadar yalnızlık duygusu. Onda çünkü aşklar da, ayrılıklar da, yalnızlıklar da öyle bizim gibi fanilerle ölçülecek kadar küçük ve sıradan değildir, ancak Tanrılar ve ilahlarla karşılaştırılabilir! Ezcümle Tanrı yalnızlık çekmez, dertleşecek bir kulunu bulur!
Ya okeye dördüncü bulamayanın yalnızlığı! Allah kimseye göstermesin...Diyoruz ama, daha beterini de görecekmişiz meğer! Dördüncü ne, üçüncü, hatta ikinci bile bulamayan okey oyuncusunun yalnızlığı hak’katen insanın içini acıtıyor, yüreğini........
© Birgün
visit website