Haziran’da
40 yaşımdayken yazdığım 40 Şiir ve Bir... kitabımın tam ortasında haziran durur. İçinden nehir geçen şehirler duygusu. Ortasında haziran duran bir hayat ve şiir. İkisi de hem gerçeklik hem imge, bana kalırsa imge de zaten iki kere gerçeklik de, ama hangisi hangisinin imgesi derseniz, sanırım hayat şiirin imgesi!
Öyleyse haziran da hayatı ve şiiri buluşturan hem imge hem gerçek olan, aşkın, iyiliğin ve acının iç içe durduğu o uzak ve yakın ay. Hepsini yaşadım, yaşıyorum. Belki hazirana duyduğum tutku ve kırgınlık da bundan. Hepimizin vardır böyle ayları, anları, mevsimleri. Bazıları da duygusal belleğimizde, ortak imgelemimizde kayıtlıdır, eylül deyince aklına sarı, hüzün, üşüme, yalnızlık ve ona bağlı olarak şefkat duygusu gelmeyen kaç kişi vardır? Her ne kadar din ayrı, peygamber farklı kafasıyla yeni yılı, yılbaşını kutlatmamaya yemin etmişlerden oluşan bir topluluk varsa da artık, yılbaşı kutlaması ne o dinle ne bu dinle ilintilidir, insanların yeni bir yıla başlama sevinci ve beraberliğinden başka da bir şey değildir, kaç kişinin aklına o gün aman kutlarsam dinimden olurum duygusu gelir ki? Gelen varsa da ben bilmem, kendisi bilir!........
© Birgün
visit website