menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Kuş ölür sen uçuşu hatırla”

76 11
26.05.2024

İran Cumhurbaşkanı Reisi 8 üst düzey bürokrat ya da politikacı ile birlikte Azerbaycan ile resmî görüşmelerden dönerken bindiği helikopterin düşmesi sonucu öldü. Haberlerde Reisi’nin ölümünün kuşkulu olduğu da kaydedildi. İran’da Reisi için büyük törenler yapıldı. Reisi’yi sevenler sokakları doldurdu. Reisi’nin yüzlerce binlerce idam hükmünü veren kişi olduğunu anımsayan, İran’da ve İran dışında yüz binlerse Reisi’nin ölümüne üzülmediler, tam tersine bayram ettiler.

Kısa bir süre önce başörtüsü takmadığı için gözaltında öldürülen Mahsa Emini için isyan eden, zorbalığa direnenler bu kez sevinç gözyaşları döktüler. Neden? Çünkü Reisi, başta Humeyni “devrimini” tarihsel bir aldanışla sevinçle karşılayanlar olmak üzere binlerce İranlı’nın asılarak öldürülmesinden sorumlu “Ölüm Komitesi”nin dört üyesinden biriydi. Sonrasında da savcı olarak imzaladığı çok sayıda idam hükmü vardı.

***

Ölüm şiirin ve şarkının konusu olabilir ama yandaşı değildir. Humeyni’nin iktidara el koymasından sonra İran’da şiir, şarkı, film kısıtlandı, yasaklandı, yeraltına indi, yurtdışına çıktı. Şiirle politikanın ilişkisi hep yadırganmıştır. İkisinin bir arada olamayacağını savunanlar, kötü şiirle alçak politikanın ya da has şiirlerle halkçı politikanın uyumunu inkâr ederler. Metro Goldwyn Mayer aslanı gibi “arts gratia arts” diye kükremeyi pek severler; oysa bireyin, kişinin “muhteşem”, boş ve anlamsız hayatı şiiri boydan boya kapladığında politika ile şiirin ilişkisine ne yer ne zaman kalır. Arada yok olup giden, sanrılar içinde kendini........

© Birgün


Get it on Google Play