Boş gösteren
Popülist liderlerin doğru olmayan şeyleri doğruymuş gibi her fırsatta tekrarlaması, bütün dünyada işe yarayan bir şey. Neden işe yarıyor? Kitlelerin "yalan da olsa söyle" çaresizliği ve umutsuzluğu içinde olmaları mı yalana güç kazandıran şey? John L. Austin’in "performatif söylem" diye tanımladığı bir durum söz konusu. Performatif söyleme örnek olarak evlilik törenlerinde "kabul ediyorum" sözünü, ya da arkadaşlarıyla konuşan birinin "bahse girerim yarın yağmur yağacak" sözünü gösterebiliriz.
PERFORMATİF
Yaptığım şeyi söylerken aynı zamanda eylemi gerçekleştirmiş oluyorum ve söylediğim sözle başka birçok şeyi de ima etmiş oluyorum. Yani popülist politikacının "bunlar terörist" derken elinde bir kanıt olması gerekmiyor, tıpkı meteoroloji raporlarına rağmen "yarın yağmur yağacak" diyen kişinin de elinde bir kanıt olmaması gibi, sadece içsel olarak bu durumun varlığına inanıyor. Yani performatif söylem olguları bildirmez, doğru ya da yanlış olmak zorunda değildir, ama sürekli olarak bir şeyleri ima eder. Bu imalar, seslendiği kitlenin ilkel korkularını ya da coşkusunu harekete geçirerek onları başka bir gerçekliğe........
© Birgün
visit website