menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Emekliler “günah keçisi” değil!

99 23
04.03.2024

Emekli aylıklarının düşüklüğü, emeklilerin hak kayıpları gündeme geldikçe kamuoyunda emeklilere dönük ilginç bir tepki oluşuyor. Emeklilere müstahak olduğu, emeklilerin hem ağlayıp hem de AKP’ye oy verdikleri, emeklilerin iktidarın oy deposu olduğu yönünde öfkeli, alaycı ve abartılı değerlendirmeler yapılıyor. Emeklilere dönük haksızlıkları yazdıkça ben de benzer tepkiler alıyorum. “Emekliler ne ekiyorsa onu biçiyor”, “emeklilere oh olsun”, “onlar da hükümete oy vermesin” gibi tepkilerle ben de sık sık karşılaşıyorum. Bunlar arasında beni oldukça şaşırtan örnekler olduğunu da itiraf etmeliyim!

Adeta mevcut siyasal tablonun asıl sorumlusu olarak emekliler görülüyor. Mevcut rejimin bütün olumsuzluklarının faturası emeklilere kesiliyor. Emeklilere dönük bu değerlendirmelere şehirli-eğitimli seçmen arasında daha fazla rastlanıyor. Dahası bazen muhalif siyasetçiler de emeklileri suçluyor. Emekliler mevcut siyasal tablonun günah keçisi ilan ediliyor. Ah şu emekliler olmasa siyasal tablo ne güzel olacaktı! Bu yazımda emeklilerin siyasal davranışlarına yönelik bazı kalıp yargıları ve ön yargıları ele alamaya çalışacağım.

Emeklileri veya başka bir toplumsal grubu yaşanan olumsuzluklarının tek sorumlusu olarak görmek oldukça kolaycı bir yaklaşım. Her şeyden önce emeklilere dönük eleştiri yani emeklilerin siyasal iktidarın oy deposu olduğu yönündeki eleştiri doğru mu buna bakılması gerekir. Öte yandan velev ki bu doğru olsun -böyle olmadığını aşağıda anlatıyorum- emeklilerin veya başka bir toplumsal grubun neden böyle davrandığını anlamak lazım.

İnsanların “mazoşist” siyasal tercihlerde bulundukları, yoksulluklarının ve sıkıntılarının sorumlularına bile isteye oy verdikleri değerlendirmesi ön yargılı bir değerlendirme olsa gerek. Farklı seçmen kategorilerinin (çalışma durumu, yaş, hane geliri, bölge, cinsiyet, inanç, etnisite) siyasal davranışlarını etkileyen birden çok faktör söz konusudur ve oy verme davranışı bu faktörlerin karmaşık bir bileşimi sonucu ortaya çıkar. Oy verme davranışında içsel faktörler (seçmenin kendine özgü özellikler) kadar dışsal faktörler (ekonomi, siyaset, medya, hakim ideoloji) de etkilidir.

EMEKLİLERİN TOPLUMSAL AĞIRLIĞI

Öte yandan bir kimlik ve özellik tek başına belirleyici olmaz. Örneğin emeklileri ele alalım. Kentlerde, büyük kentlerde yaşanan emekliler de kırsal da yaşayan emekliler de var. Lise üstü eğitime sahip emekli de lise altı emekliler de var. Türk emekli de var Kürt emekli de var. Dolayısıyla farklı kimlik ve özellikler başka kimlik ve özellikler tarafından enine kesilebilir. Seçmen davranışını, oy verme tutumunu sadece iktisadi durum belirlemez. Bu fazlasıyla indirgemecilik olur. Böyle olsaydı hayat çok kolay olurdu. Herhangi bir toplumsal grubun oy verme davranışının arkasındaki saikleri kalıp yargılarla anlamak mümkün değil. Daha çok sosyal medyada yer alan bazı röportajlara veya çeşitli önyargılara dayalı olduğu tahmin edilen “emekli” karşıtlığı sağlıklı bir durum değil. Emekliler homojen bir grup değil.

Bu genel değerlendirmeden sonra emeklilere biraz daha yakından bakalım. Emekliler oldukça geniş bir toplumsal grup. Yaklaşık 16 milyona yaklaşan ve emekli olarak adlandırılan bir toplumsal gruptan söz ediyoruz. Ancak gerçekte 16 milyonluk bir emekli (yaşlılık aylığı alan) grup yok. Yaşlılık aylığı alanların sayısı 11,5 milyon civarında yaklaşık 4,5 milyon hak sahibi var. Bunlar dul ve yetimler olarak da biliniyor. Bunların önemli bir bölümü kendini emekli değil “ev kadını” olarak tanımlıyor.

Emeklileri tek bir gruptan oluşmuyor. İşçi,........

© Birgün


Get it on Google Play