menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

‘Kemer sıkma’ ve ‘acı ilaç’ programı: Ekonomik zorbalık!

66 37
01.07.2024

Temmuz, milyonlarca çalışan ve emekli için dört gözle beklenen ay geldi çattı! 3 Temmuz Çarşamba günü Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) enflasyon oranlarını açıklayacak. TÜİK’in 3 Temmuz’da yapacağı, sıradan bir açıklama değil. Adeta devasa bir işveren gibi tüm sabit gelirliler için hayati bir veri açıklayacak. İşçi ücretleri, memur maaşları ve emekli aylıkları 3 Temmuz’da açıklanacak bu veriye bağlı.

3 Temmuz, kimi tuzu kuruların “Acı reçete ama uygulamak lazım” dedikleri kemer sıkma ve enflasyonun faturasını emeğe yıkma politikaları için önemli bir dönemeç. 3 Temmuz 2024 bir tür ekonomik zorbalığın simgesi. AKP hükümeti tarafından uygulanan ekonomik programa “acı reçete”, “kemer sıkma” demek hafif kalır. Dört başı mamur bir zorbalık, zorla yoksullaştırma programı uygulanıyor.

3 Temmuz için hükümet bütün kurumlarıyla organize biçimde aylardır çalışıyor. Bir yandan TÜİK enflasyonu düşük tutmaya çalışıyor. Kesinleşmiş yargı kararlarına rağmen, DİSK tarafından açılan davada verilen karara rağmen TÜİK enflasyona esas madde fiyat listesini açıklamıyor. Dolayısıyla açıklanan enflasyonun dayalı olduğu verileri bilmiyoruz. Resmi enflasyon verilerinin inandırıcılığı yok. TÜİK’in de inandırıcılık gibi bir kaygısı yok. TÜİK yönetimi kamusal bir veri toplama ve yayımlama kurumu gibi değil, adeta bir “enflasyonla mücadele timi” olarak çalışıyor. Aksi halde kesinleşmiş üç ayrı yargı kararına rağmen bu fütursuzlukları anlaşılır şey değil. TÜİK yöneticisi olan bazı üst düzey memurlar yargı kararlarını ve Anayasa’yı çiğnemeye cesaret edebiliyor.

İşin enflasyon kısmı bununla da sınırlı değil. Temmuz başında enflasyonu düşük göstermek ve böylece çalışanlara daha düşük zam yapmak için çeşitli cinlikler yapılıyor. Yerel seçimler nedeniyle bekletilen kamu zamları sırf haziran ayı enflasyonuna yansımasın diye temmuz ayına ertelendi. Örneğin elektriğe yapılan ve diğer mal ve hizmet fiyatlarına artçı etkisi olacak yüzde 38’lik zam 1 Temmuz’dan itibaren geçerli olacak. Böylece Haziran 2024 enflasyonu yaklaşık 0,7 puan eksik gelecek. 0,7 deyip geçmeyin. Aylık enflasyonun yüzde 3 olarak açıklanmasıyla 3,7 olarak açıklanması arasında dağlar kadar fark var.

Dolayısıyla 3 Temmuz’da açıklanacak enflasyon aşağı yukarı belli. 6 aylık enflasyonun yüzde 26 civarında açıklanması çok muhtemel olacak. Ekonomik zorbalığın ilk ayağı bu. TÜİK tarafından açıklanacak oran adeta emir demiri keser gibi kesin nitelikte.

Ekonomik zorbalığın en önemli ayağı asgari ücrete zam yapılmaması. Bu öyle geçiştirilecek bir konu değil. Mart 2024 yerel seçimlerinden bu yana asgari ücretin temmuzda artması yönünde bir beklenti olmasına rağmen hükümet işverenlerden daha kesin bir tavırla asgari ücretin artmayacağını söylüyor. Asgari ücrete zam yapılmaması sıradan bir mesele değil.

Asgari ücret ülkemizde sıradan bir ücret değil. Merkez Bankası ve DİSK-AR verilerinin teyit ettiği gerçek asgari ücret civarında ücretlerle çalışan işçilerin oranı toplam işçilerin yüzde 50’si civarında. Dolayısıyla asgari ücret zammı genel ücret düzeyinin en önemli belirleyicisi. Dahası asgari ücrete zam yapılmaması, piyasada temmuz ücret artışlarının olmaması anlamına geliyor. Kimi istisnalar dışında diğer ücretlerin de artması zor olasılık.

Böylece asgari ücretin artmaması bölüşüm ilişkilerini doğrudan olumsuz etkileyecek. Peki, asgari ücret artışına hükümet neden karşı çıkıyor? O pek sık tekrarladıkları “kaynak” ve “para yokluğu” nedeniyle mi? Zerre alakası yok!

Asgari ücretin bütçeyle ilgisi yok. Devlette asgari ücretle çalışan yok. Tersine........

© Birgün


Get it on Google Play