Türkçeyi Dert Edinen Aydınlar
Türkçenin medyadaki kullanımından bir ben mi rahatsızım?
Böyle olmadığını, bu köşede yayımlanan mektuplardan biliyorsunuz.
Son haftalarda çok değerli öğretim üyelerinin ve aydınların mektupları yer aldı “Dilin Kemiği”nde. Bu seçkin aydınlar sözbirliği etmişçesine başıboşluk, sahipsizlik ve umursamazlık yüzünden dilimizin her geçen dün daha da kirlenip bozulduğundan yakınıyorlar…
Bekir Onur, Cem Eroğul, Fazıl Sağlam, Uğur Kutay, Raşit Kaya, Orhan Kurmuş bunlar arasında. Yazıları, kitapları ve yetiştirdikleri öğrencilerle övünç kaynağımız hocalar… Hepsinin ortak bir yanı var: Türkçe konusunda olağanüstü duyarlılar…
Bu hafta mektup sırası, ODTÜ’nün eski hocalarından Dr. Orhan Kurmuş’ta. Orhan, benim de İngiltere Türkiyeli İlericiler Birliği’nden (İTİB) yakın arkadaşım… Uzmanlık alanı ekonomi. Ama Türk dili konusunda da son derece duyarlı bir insan. Okurlarımız arasında, “Türkiye’ye Emperyalizmin Girişi” ve “Bir Bilim Olarak İktisat Tarihinin Doğuşu” adlı kitaplarını anımsayanlar vardır. İlk kitabı için İngiltere'de uzun yıllar arşivlerde çalışmıştı. Geçen hafta kendisinden, Türkçenin medyadaki kullanımına yönelik zehir zemberek bir eleştiri mektubu aldım. Özellikle eşanlamlı sözcüklerin yanlış kullanımı üstünde duruyordu. Üslupta yaralayıcı olmamak için arkadaşımızın mektubundaki kimi sözleri yumuşattım. Basın yayın organlarında öyle inanılmaz yanlışlar yapılıyor ki bilge insanlar bile çileden çıkabiliyor bazen…
Orhan Kurmuş bana hâlâ İngiltere’deki adımla “Hasan Abi” demeyi sürdürenlerden. İşte mektubu:
“Sevgili Hasan Abi,
Umarım iyisindir; sağlığın yerindedir. Muhalif gazete ve televizyon kanallarının onulmaz bir tembellik ve vurdumduymazlık içinde........
© Birgün
visit website