Göçmen çocukların hikâyesi: Bir başkasına "merhaba" demeyi öğrettiniz mi?
“Yolculuğa çok az kalmıştı. Yeni bir yere taşınmak her zaman kolay değildir, hele ki tüm alışkanlıklarımız ve arkadaşlarımız geride kalmışsa.
Ancak her yeni başlangıç, umut dolu bir macerayı da beraberinde getirir.”
Her çocuk anlamak ve anlaşılmak ister. Peki ya herkes farklı bir dil konuşuyorsa? Selin Altunkaynak Vodina’nın kaleme aldığı Gözde Kartal’ın resimlediği “Puyo, Renkli Gitarın Şarkısı” bu sorunun yanıtını küçük bir salyangozun gözünden arıyor.
Mahlas Çocuk Yayınları’ndan çıkan ve 3-6 yaş çocukları için hazırlanmış olan kitap bir çocuğun göç sürecine uyumlanma hikâyesini anlatıyor. Türkçe ve Fransızca olarak yayımlanan kitaptan elde edilen tüm gelir, göçmen çocuklar için yapılacak projelere bağışlanacak.
Selin Altunkaynak Vodina’nın Puyo, Renkli Gitarın Şarkısı çocuk kitabı tam da bu noktadan, göçün bir çocuğun iç dünyasında nasıl bir karşılık bulduğundan yola çıkıyor. Bulunduğu yerden taşınmak zorunda kalan küçük salyangoz Puyo, alıştığı dünyadan kopmanın endişesini yaşarken yeni arkadaşlar edinmek için çabalıyor. Ancak geldiği yerde herkes farklı bir dil konuştuğundan kendini ifade etmekte zorlanıyor. Ta ki müziğin evrensel gücünü keşfedene kadar.
Psikolog denetiminden de geçtiği ifade edilen kitap, çocukların duygusal dünyasına duyarlı bir yaklaşım sunarken, onların kendilerini ifade edebilme yollarını keşfetmelerine de yardımcı olacak nitelikte.
İnsanlık tarihi boyunca toplumları şekillendiren göç olgusu, bugün hâlâ Türkiye ve dünyanın birçok ülkesinde önemli sosyal dinamiklerden biri. Her göç hikâyesi benzersiz olsa da ortak bir gerçek var. Bu dönüşüm sürecini anlamlandırmakta en çok zorlananlar çocuklar.
Hem farkındalık yaratarak göçmen/mülteci çocukları ırkçılıktan ve zorbalıktan korumak hem de ötekine ses verebilmek için Puyo ile birlikte bu yolculuğa siz de çıkabilirsiniz. Sayfaların arasında endişe, umut, şefkat ve empati gibi dalgalı duygulara adım atarken birine “merhaba” demeyi öğretmenin büyüsüne varacaksınız.
“Puyo, Renkli Gitarın Şarkısı” yalnızca bir çocuk kitabı değil, aynı zamanda bir dayanışma projesi olma özelliği de taşıyor. Akademik ve mesleki hayatında uzun yıllar göç konusu üzerinde çalışan yazar, kitabın satışından elde ettiği tüm geliri göçmen çocuklar için yapılacak projelere aktaracağını belirtiyor. Böylece, Puyo’nun hikâyesinin bir umut ışığına dönüşerek toplumsal dayanışmanın da bir parçası olacağını vurguluyor.
Kendinize ait her duyguyu kucakladığınız, içinizdeki ve yörenizdeki tüm çocuklara nefes olabildiğiniz bir okuma olması dileğiyle.
Selin Altunkaynak Vodina 2012 yılında Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümünden mezun olmuştur. 2014 yılından beri Beşeri Bilimler alanında doktora çalışmasını sürdürmekte, Hatay ilinde Türkiyeli ve Suriyeli kadınların kurdukları sosyal ilişkiler üzerine saha çalışmaları yürütmektedir. Hem akademik alanda hem sivil toplum alanında faaliyet gösteren Selin Altunkaynak Vodina, mültecilerin korunması, uyumu ve toplumsal cinsiyet alanlarında çalışmalarını sürdürmektedir.
Şu anda Fransa’da yaşıyor, okuyor, yazıyor, çeviriyor ve oğlunun göçmenlik deneyimlerine eşlik ediyor.
Bu hafta size çok hoşuma giden bir kitaptan bahsedeceğim. Macaristan’dan dönüş öncesi her zaman yaptığım gibi Gün Benderli’ye uğramış, biraz sohbet edip geçen yıl çıkan bir çevirisini ve yeni çıkan kitabını yanıma alıp bir süre sonra Bogota’ya dönmüştüm. Bu kitaplardan biri olan Yazı Kalır-Anılarımdaki Budapeşte Radyosu’nu (Sosyal Tarih Yayınları, 2025) ilk fırsatta okudum. Şimdi yazma zamanı.
Kitap hakkında bilgi vermeden önce neden hoşuma gittiğinden bahsedeyim. Kitap her şeyden önce tepemizde dolanan bütün kara-kanlı bulutlara rağmen dünyayı ve Türkiye’yi değiştirme sevincini, umudunu temsil ediyor. Bu bir nostalji değil. Zira ne ülkemizin insanları ne de dünya halkları bugünkü olumsuzluklar içinde debelenen hallerinden ibaret değildi ve değil! Hayalleri vardı. Bunları yapmak için yollar arıyorlardı, düşünüyorlardı, mücadele ediyorlardı. Bugün rejim, toplumu bütünüyle faşistleştiremedi ve teslim alamadıysa böyle bir politik geçmişin kuşkusuz bunda payı var.
Kitap 1950’li yıllardan 1989’a kadar faaliyet gösteren Budapeşte Devlet Radyosu’nun Türkçe servisine gelen mektupların bir kısmının özeti ve Gün Benderli’nin bugüne ve düne dair yaptığı yorum ve değerlendirmelerden oluşuyor. Ancak özeti yapılan mektuplar 1977-1982 arası gelen yaklaşık 3 bin sayfalık kısım. Maalesef diğer yıllardan kalanlar günümüze, en azından yazarın eline ulaşmamış.
Gün Benderli radyoya 1953’te adım atıyor. Kendilerini bir dinleyicinin iltifatı üzerine şöyle tarif ediyor: Uzman muzman değildik hiçbirimiz. Gencecik insanlar, öğrenimleri yarıda kalmış öğrenciler olarak başlamıştık bu işe. Yürekleri vatanları için çarpan, yurtlarını ve insanlarını seven, halklarının mutluluğunu isteyen, doğdukları büyüdükleri topraklarda, insan haklarına saygı gösterilen, emeğin sömürülmediği bir düzenin kurulması davasına hayatlarını adamış genç insanlardık.
Ağırlığı Türkiye’nin köylerinden ve bazı Avrupa ülkelerinden gelen, çeşitlilik içeren bu mektupların kolayca tasnif edilemeyeceğini tahmin etmişsinizdir. Ancak Gün Benderli titiz çalışması sonucu bu mektupları bazı başlıklar altında özetleyerek ve örnekleyerek bir araya getirmiş. Başlıkların bir kısmı Türkiye’de o dönemde yaşanan politik olayların tablosu gibi: Tek Umudumuz Ecevit, Demirel İktidarı ve Tırmanan Terör, Türkeş ve Komandoları, Kanlı 1 Mayıs, Maraş Katliamı, 12 Eylül 1980.
Diğer bir bölümde ise köylerin dertleri ve çare arayışlarına yer verilmiş: Başlık Parası, Yokluk, Kooperatifler gibi. Kitapta ayrıca o dönem açısından güncel olan birçok politik tartışmanın mektuplara yansıdığını görmek mümkün.
Kitabın bu kısmındaki mektuplardan benim edindiğim izlenim kısaca şöyle: Başta köyler olmak üzere........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon