Barış gazeteciliği: Düşmanlık yerine diyalog
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin PKK lideri Abdullah Öcalan’ı TBMM’ye davet etmesiyle hemen sonrasında gerçekleşen TUSAS saldırısı arasında ilişki kurulması ve bu olayların nasıl haberleştirildiği, barış gazeteciliği bağlamında bazı kritik soruları gündeme getiriyor. Barış gazeteciliği bu tür olaylarda nasıl bir yaklaşım benimsemeli?
Barış gazeteciliği, şiddet içeren olayları sadece kim haklı, kim suçlu gibi ikili karşıtlıklar üzerinden ele almaz. Bunun yerine, şiddetin nedenlerini, toplumsal bağlamını ve çözüme yönelik adımları araştırır.
Barış gazeteciliği, çatışmalı olayların neden olduğu toplumsal çatlakları onarmak için çatışmaların arkasındaki dinamikleri irdelemeli ve hangi adımların barışı getirebileceğine dair bir yol haritası sunmalıdır.
Özellikle saldırılarının haberleştirilmesi, gazetecilik etiği açısından oldukça hassas bir meseledir.
Haberciler, şiddeti detaylandırarak toplumu kutuplaştırabilir veya daha yapıcı bir dil kullanarak barışa katkıda bulunabilirler.
Haberde kullanılan bazı ifadeler, özellikle saldırının zamanlamasının vurgulanması, okurlarda bir komplo teorisi ya da “provokasyon” algısı yaratabilir. Barış gazeteciliği, olayları bu tür spekülasyonlardan uzak tutarak, çatışmanın taraflarını birbirine karşı kışkırtmak yerine, çatışmanın çözümü için yapıcı yollar sunmayı hedefler
Sevda Alankuş’un “Barış Gazeteciliği El Kitabı”nda belirttiği gibi, gazeteciler şiddet haberlerini verirken yalnızca çatışmayı değil, aynı zamanda uzlaşma yollarını da göstermelidirler. Barış gazeteciliği yaklaşımı şunları içeriyor:
Uzlaşma ve Diyalog: Haberin unsurları uzlaşma çağrılarına ve çözüm önerilerine odaklanmalıdır. Haberde sadece........
© Bianet
visit website