Yaşatmak için kurulan düzende nasıl öldürülüyoruz…
Yazmak iyi geliyor. İyi veya kötü ama yazmak bir terapi gibi. Çocuklara yapılan kötülüğün zirve yaptığı dönemdeyiz sanırım. 41 yaşındayım, 15 yıldan bu yana avukatlık mesleğini icra ediyorum. Böylesine bir kötülüğü ne duydum ne de gördüm.
Yenidoğan bebekleri katletmek ne demek... Neyse kalkıp size bireyin otonom ahlakından bahsetmeyeceğim. Alengirli cümleler kurmadan sade ve yalın bir şekilde yeni doğan çetesine dair duygularımı Hayri’nin dünyasından anlatacağım bu hikayeyi…
Diyarbakır’da Eski Halin orda, depremden az hasar görmüş ama yıkılma ihtimali ilk akla gelen iki katlı bir evin alt katında iki oda orta holde mutfak olan ve tuvaletin kapısının cızırtılı olduğu bir evde yaşıyorum. Hayri benim adım. Ama mahallede, ailede daha doğrusu ana dili Kürtçe olan herkes Ğeyri der.
Yaşım 26, Zozan ile kaçtık birbirimize. Zozan’ın babası ve abisi birer tabancaya bizi affettiler. Yenişehir’de avukatların olduğu bir bölgede kapıcılık yapıyorum. Boyum 1.65 kilom 83.5 ama zehir gibiyim. Ekmeğe, siparişe giderken biraz geç dönüyorum ama yine de hızlıyımdır. Geç dönme nedenim ise fırının yanında Adana dürümcü Veysi abiye takılmadan edemiyorum. İmansız çok güzel yapıyor.
Hatta Adana dürümcü diye geçmeyin Veysi abi bir sürü hakim savcı tanıyor. Geçen gün büfeci Faruk abinin oğlunu tahliye ettirecekmiş. Dünya kadar para istemiş ondan, verdiler mi bilmiyorum. Ama adam tanıyor kendim şahit oldum. Hakim savcılar hep orda dürüm yiyor.
Zozan’la evli olduğumuzdan beridir en çok istediğimiz şey çocuk. Kaç yıldır çocuk istiyoruz ama olmuyor. Mahallede, ailemizde genel olarak şeyhe veya türbeye gitmemizi istediler. Valla gittik hatta her hafta Hazreti Süleyman’a da gidiyoruz ama olmuyor. İçmediğimiz su, yemediğimiz okunmuş ekmek kalmadı. Ama olmuyor kardeşim.
Kapıcılık yaptığım yerde Avukat Ezgi abla var. Çok acele konuşuyor. Bir iki defa benden açık ekmek rica etti. Ama hep rica ediyor. Bazıları gibi hele koş 2 tane ekmek getir demiyor. Onun için severim, sayarım. Eşimle bir iki defa karşılaştı ve çocuğumuzun olmadığını Zozan ona anlatmış. Ezgi abla bir gün beni bürosuna çağırdı.
Göbeğimi aldım gittim. Ezgi abla her zamanki gibi nefes almadan konuşuyor. Telefonda birilerine ben size demedim mi dürümcü Veysi’ye para vermeyin. Hakim savcılar sadece yemek yemeye gidiyor. Kimseyi tanımıyor.
Onun adliyede böyle şeyler yapması imkansız. Bir dürüme kim tahliye edilir. Bende ful konsantre dinlemeye çalışıyorum. İmanıma o kadar acele konuşuyor ki dinlerken iki kilo verdim. Daha diyemedim abla kimse konuştuğundan bir şey anlamıyor,........
© Bianet
visit website