‘Aşık Veysel Yılı’nın Viyana etkinliğinden (2)
Yunus Emre Enstitüsü Viyana (YEE Viyana) Temsilciliği Âşık Veysel’in aramızdan ayrılışının 50. yılı nedeniyle Viyana’da düzenlediği söyleşide yapmayı düşündüğüm konuşmaya kaldığımız yerden devam ediyoruz:
Aşık Veysel ilk defa Kürt Kasım lakaplı komşularıyla köyünden çıkar ve yürüyerek Sivas'ın Zara ilçesine bağlı Yalıncak köyüne gider ve orada Yalıncak tekkesinde hizmet eden Gülizar Ana ile evlenir ve köyüne döner. Gülizar Veysel’in ikinci eşidir. Gülizar Anadan önce Veysel Emminin hayatında Esme Ana olmuştur.
Esma Ana Veysel Emmi ile evlidir, Veysel eşinin güzel olduğunu bilir ve sürekli kıskanır. Kendini, eşinin sadık olup olmadığını anlamak için sürekli çeşitli biçimlerde dener. Gizlice yastığının altına elma koyar, kimin koyduğunu sorar. Ya da bacadan taş atar. Bununla ilgili tepkisini anlamaya çalışır.
Veysel’in bu kıskançlıklarından bunalan Esma Ana, Şatıroğlu ailesine azap duran Hüseyin ile Samsun Bafra’ya kaçar.
Anlatılanlara göre Esma Ana’yı Aşık Veysel ömrünün sonuna kadar sevmiştir. Gene anlatılan anılara göre Veysel görüşmek umuduyla zaman zaman Esma Anaların evinin önünden defalarca geçer. Ancak Esma Ana’nın sürekli kaçmasından, Aşık Veysel’in vefatına kadar aynı köyde yaşamış olmalarına rağmen, bir daha görüşüp, konuşmamışlardır.
Esma Ana’nın torununun anlatımına göre Esma Ana’ya Veysel ile görüşüp görüşmediği sorulur: Esma Ana: “Ne gezer yavrum ne görüşmesi, keşke görüşseydim. Bir gün gazeteciler bizim eve geldiler; Veysel Baba’ya götüreceğiz. Ölmeden önce senin sesini duymak istiyor. Bu ölen adamın son isteğidir, bu geri çevrilmez dediler.
Örf, adet gelenek vardı, utanma duygusu vardı. Büyüklere, erkeğe saygı vardı. Çok utandım. Hatta oğlu Bahri de geldi. Gel seni babama götürmek istiyorum, gider misin? İşte, örf ve adetlerden dolayı gitmek istemedim. Oğlu Bahri ısrar etti. ‘İkinizin resmini çekecekler, seni ölümsüzleştirecekler’ dedi. Bense benim oğlum uşağım var, duyarlarsa ne derler dedim. Şimdi gitmediğime pişmanım. Böyle olacağını bilseydim, mutlaka gider resimlerimi çektirirdim. Gerekirse ona bir iyicene de sarılırdım. O hem benim akrabamdı. Kaçtıysak bir cahallık ettik, şimdi benim yedi çocuğum, onun altı çocuğu var. İkimizin de en küçük çocuğu otuz yaşında. Eğer Veysel’in sözünü yerine getirseydim, o bir kez daha dünyaya gelecekti, mutlaka. Ben Aşık Veysel'i bu hareketimle ikinci kez yıktım. Birincisinde Âşık olmasını sağladım. İkincisinde kara toprak........
© Aydınlık
visit website