Doğu Edebiyatına Batı Dokunuşu: Turankızı
Alman yazar Friedrich Schiller, 1759'da doğdu. Filozof, şair, yazar ve bir aydınlanmacı olarak anılan Schiller, Stutgart'ta askeri akademide tıp eğitimi aldı ve 1780'de yardımcı hekim olarak orduda çalışmaya başladı. Daha sonra Goethe ile birlikte Modern Alman Edebiyatı'nın kurucuları arasında anılacak olan yazarın ilk yapıtı henüz yirmili yaşlarda kaleme aldığı "Haydutlar" adlı eseridir. Kendi harçlıklarıyla, güç bela bastırdığı bu yapıt toplumsal eleştiriler içeriyordu ve baskıcı yönetimlere karşı çıkıyordu. Bu sebeple döneminde oldukça ses getirdiğini söylemek mümkün. Halk onu ayakta alkışlarken, yönetici kesiminin hedefi haline gelmişti Schiller.
Kaleme aldığı tiyatro eserleri hem Alman Edebiyatı hem de bütün dünya edebiyatı için başyapıt olarak anılan Schiller ayrıca tarih alanında da uzmandır. Jena Üniversitesi’nde tarih profesörlüğü de yapmış olan yazara 1802 yılında soyluluk unvanı da verildi. O günden itibaren Friedrich von Schiller olarak anılır. Yakalandığı ağır bir zattüre sonucu 1946 yılında hayatını kaybeder. Kimi kaynaklarda ise tüberkülozdan öldüğü ifade edilir.
Schiller’ın yazarlık hayatının en verimli dönemleri ise Johann Wolfgang Von Goethe ile tanıştıktan sonra olmuştur. “Weimar Klasisizmi” olarak adlandırılan akımda yer almış ve Alman Edebiyatında “Fırtına ve Coşku” olarak adlandırılan dönemin en iyi temsilcilerinden biri olmuştur.
Oyunlarında sayısız temaya girip çıkan Schiller’ın en ustalıkla dokunduğu alanlar ise direniş, baskı ve adaletsizlik gibi konu başlıkları olmuştur. Yazdığı pek çok tiyatro metninde gözlemlenen olgular arasında özgürlük, tahakküm, din, siyaset gibi insan yaşamını yakından ilgilendiren birçok tema vardır. Kaleme aldığı şiirlerden biri olan “Neşeye Övgü” ise daha sonra Beethoven tarafından bestelenmiştir. "9. Senfoni" adıyla dinlediğimiz bu uyarlama müzik tarihinin önemli yapıtları arasında yerini almıştır.
Orleans Bakiresi’ni henüz yeni bitirmiş olan Schiller’ın Wilhelm Tell’i yazmadan hemen önce kaleme aldığı Turan Kızı’nın en büyük esin kaynağı İtalyan yazar Carlo Gozzi’nin 5 perdelik “Turandot”udur. Gozzi’nin 1762’de yazdığı oyunun ortaya çıkışı da Binbir Gece Masalları’na dek dayanır.
Doğu’nun bu egzotik ve gizemli öyküsü aslında bir Fars masalıdır. Fakat Gozzi bunu Çin Masalı’na dönüştürür ve kadın karakteri de Çin Hanı’nın kızı olarak tanıtır. Orijinalinde Türk Yurdu (Türkistan) anlamına gelen Turan ise öykünün adında kalmaya devam eder ve Turandot olarak edebiyat tarihindeki yerini alır. Aslında okurken Turan Kızı’nın “Türk Kızı” olarak da hayal edebiliriz. Kelimenin kökeni ise Farsçadır ve “Turandokht” şeklinde yazılmaktadır. İngilizce “daughter” kelimesinin kökeni de yine buraya dayanmaktadır.
Gencevi ve Binbir Gece Masalları’nda köklerini bulduğumuz Turankızı Schiller’ın dokunuşla Çin Prensesine evriliyor. Gozzi’nin düz yazı olarak kaleme aldığı eseri ise son derece coşkulu bir dille tiyatro metnine dönüştürmeye karar veriyor. Böylece Alman Edebiyatına önemli bir eser daha armağan etmiş oluyor. Heyecanlı bir şekilde oyununu yazmaya devam eden Schiller, yakın dostlarından Körner’e yazdığı mektuplardan birinde Gozzi’nin oyununun niteliğini daha çok yükseltmeyi düşündüğünü ve bu durumun kendisine de liyakat kazandıracağını ifade ediyor.
Binbir Gece Masalları’na ek olarak 12. Yüzyılda yaşamış olan Azerbaycanlı Nizâmî-i Gencevî’nin “Heft Peyker” adlı eseri de Turankızı’nın ortaya çıkışında önemli rol oynayan eserlerin başında gelir. Farsça kaleme alınmış olan bu eser “Yedi Güzel” adıyla dilimize de kazandırılmıştır. 7 farklı prensesin 7 farklı masalını anlatan bu eserde Salı günü anlatılan kırmızı prensesin öyküsü Turankızı’na ilham verir. Farsça kaleme alınan bu eserin Gozzi’de büyük etki bıraktığını söylemek mümkün. Bu zincirleme etki Schiller’ın eseriyle de devam etmiştir şüphesiz. Schiller’dan yaklaşık 150 yıl sonra bu konuya eğilecek bir diğer yazar iseBertolt Brecht olacaktır. Aynı öyküyü anlatmasa bile benzer bazı karakterleri kullandığını söylemek mümkün. Daha farklı bir bakış açısıyla ele alınan Brecht’in oyunu ise “Turandot ve Aklayıcılar Kongresi” adıyla........
© Aydınlık
visit website