Yavaş Yaşamaya Cesaret Etmek
Hayat sanki yarışmışız gibi geçiyor yanımızdan. Sabah kalkıyoruz, yetişmemiz gereken işler, verilmesi gereken cevaplar, gönderilmesi gereken mailler, bakılması gereken bildirimler var. Her şey acil. Her şey önemli. Her şey şimdi olmalı.
Ama biz ne zaman durduk en son? Ne zaman bir çayın demlenmesini bekledik sessizce? Veya ne zaman bir çocuğun anlattığı bir hikâyeyi sonuna kadar dinledik, onu aceleyle bölmeden?
Yavaş yaşamak bir lüks gibi sunuluyor artık. Sanki sadece bazılarına aitmiş gibi. Ama aslında yavaş yaşamak bir ihtiyaç. Daha doğrusu bir cesaret işi. Çünkü hızlı yaşamak, kalabalıkla aynı yönde koşmak gibi: sorgusuz, düşünmeden, otomatik. Ama yavaşlamak… O durup etrafa bakmayı gerektirir. Ne hissettiğini anlamayı, kimi sevip kimi özlediğini fark etmeyi. Bazen canının neden........
© Anayurt
