menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sessizliğin dili ve dinlemenin sabrı: Anlatılmayanı anlamak

21 0
31.07.2025

. Ne var ki, bu gürültü karmaşasında gerçek anlamlar, çoğu zaman kelimelerin yüzeyinin çok altında, sessizliklerde, duraklamalarda ve dudaklardan dökülemeyenlerde saklı kalır. Dinlemek, sadece sesleri işitmek değildir; bu, bir sanattır, derin bir sabır işidir ve özenli bir çaba gerektirir. Gerçekten dinlemek, söylenmeyenin derinliklerine inmek, fısıltıları duymak ve bir insanın ruhuna dokunmaktır.

Çoğumuz, doğamız gereği, anlatmaya, kendi fikirlerimizi beyan etmeye ve yorum yapmaya meyilliyiz. İç sesimiz dur durak bilmeden konuşur, yargılar, kıyaslar. İşte tam da bu nedenle, gerçekten sessiz kalabilmek ve karşımızdaki kişinin anlatılmayanını duyabilmek, eşsiz ve büyük bir güçtür. Bu güç, bir insana verebileceğimiz en değerli armağanlardan biridir: Anlaşıldığını, görüldüğünü, olduğu gibi kabul edildiğini ve yargılanmadan dinlendiğini hissetme fırsatı. Sessizlik, sihirli bir köprü kurar; diğerinin kendini güvende hissedip en içten düşüncelerini, gizli korkularını, bastırılmış sevinçlerini, hatta belki de utanç duyduğu anılarını paylaşmasına olanak tanır. Bazen de sadece var olmalarına, o anki hallerine tanıklık etmemize izin veririz, bir anlam yüklemeye ya da hemen bir çözüm sunmaya çalışmadan. Bu, kendinden vazgeçip, tüm benliğinle diğerine alan açmaktır.

Ancak bu güce ulaşmak ve onu hassasiyetle korumak,........

© Analiz