Terör sorunu çözülürse, AB’yle vize sorunu da çözülür mü?
Kademeli uygulamaya geçilmesi ardından sıra AB ile vize sorununun çözümüne geldi: kalan 6 kriter de terörle mücadele ile bağlantılı.
Yüzünü yıllardır Batıya dönmüş olan Türkler neredeyse elli yıldır vize engeliyle karşı karşıya kalıyor. Herkesin genelde olumlu- olumsuz bir vize hikayesi vardır.
Sıkıntılar artık had safhaya gelince Avrupa Birliği bir adım attı. AB’nin vatandaşlarımıza yönelik geçtiğimiz hafta aldığı kısa süreli (Schengen) vize başvurularında daha olumlu bir yaklaşımda bulunma kararı (1) birçok kesim tarafından memnuniyetle karşılanırken bunun yetersiz olduğu da öne sürüldü.
Özellikle son yıllarda AB Temsilciliklerinde uzun kuyruklar oluşturan vatandaşlarımız, ne zaman nasıl bir cevap alınacağı bilinmeyen, genellikle de olumsuz yanıtlanan vize başvurularında bulunuyorlardı. Bu başvurularda yüksek miktarda ve kabul olunmasa bile iade edilmeyen paralar veriliyordu.
İktisadi Kalkınma Vakfı tarafından hesaplandığına göre son 15 yılda Türk vatandaşları Avrupa’ya seyahat edebilmek için toplam 775 milyon euro vize ücreti ödemiş. Bu müthiş bir rakam. Bir bakıma AB bütçesine ülkemizin dolaylı katkısı. Maddi boyutu bir yana, olumlu yanıt alınsa dahi son zamanlarda verilen vizeler tek girişlik ve kısa süreli oluyordu. Hatta daha önce vize almış olsanız bile sanki ilk kez başvuruda bulunuyormuş gibi muamele yapılıyordu.
AB tarafı ise vize verilmesindeki güçlüklerin sebeplerini sayarken COViD nedeniyle o dönemde getirilen kısıtlamalardan sonra vize başvurularında büyük bir birikme olduğunu, temsilciliklerinde yeterince personel bulunmadığı için yetişemedikleri gibi bahaneleri ileri sürüyordu. Ancak bu hususların bir kısmı doğru olsa bile esas neden AB ülkelerine yasal yollarla, yani vize alarak gidenlerin ya iltica talebinde bulunduklarını ya da geri dönmediklerini tespit etmeleriydi.
Bununla birlikte bu tür davranışlarda bulunmayan vatandaşlarımızın şikayetleri artınca AB nihayet küçük de olsa kendilerini rahatlatacak bir girişimde bulundu. Öte yandan son yıllarda iltica taleplerinde azalma olmasının da bir etkisi olabilir. Böylece daha önceki vizeleri yasal şekilde kullanmış Türk vatandaşlarının koşulları yerine getirmeleri halinde, başvuru sahibine çok girişli vize verilmesi karara bağlandı. Ancak ilk kez başvuranlar bu kapsamda değildir.
Diğer taraftan mesleki amaçla vize başvurusunda bulunan Türk tır şoförleri de, farklı bir risk profili nedeniyle bu düzenlemeye dahil edilmemiştir. Zaten AB ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesi için yapılan müzakerelerde karşımıza çıkan engellerden biri de kamyon şoförlerimizin AB içinde dolaşabilmeleri idi. Bu talebimize özellikle Avusturya ve Fransa karşı çıkmaktadır.
Sonuç itibariyle değişmeyen nokta Türk vatandaşlarının Schengen bölgesine gidebilmeleri için hala vizeye ihtiyacının bulunmasıdır. İlk kez başvuruda bulunanlar, öğrenciler yine sıralara girip sıkıntılı prosedürlere maruz kalacaklar. Bu yeni uygulamadan yararlanacak olanlar daha önce vize almış olanlar ve bu çerçevede ticaret ile uğraşanlardır. Diğerlerinin çilesi sürecektir. Ayrıca bakalım bu kararın uygulanması nasıl olacaktır?
Hükümetin şimdi yapması gereken esas husus vize muafiyetinin sağlanması için harekete geçmesidir. Hatırlayacaksınız 2015 – 2016 mülteci krizinde Türkiye’nin bu akımı........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d