menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Barış İçin Siyasetçilere Güvenememenin Dayanılmaz Ağırlığı

14 1
03.10.2025

Eğer bugün yan yana gelebiliyorsanız, onca bedel neden ödendi? Uzun yıllar şiddet ve çatışma yaşamış toplumların önündeki en çetin sınavlardan biri, barış sürecine güvenebilmek. (Foto: Cumhurbaşkanlığı)

Uzun yıllar şiddet ve çatışma yaşamış toplumların önündeki en çetin sınavlardan biri, barış sürecine güvenebilmek. Bu güvensizliğin başlıca nedenlerinden biri, siyasetçilerin yıllar boyunca toplumu kendi kısa vadeli çıkarları için kutuplaştırıcı dil, sembol ve stratejilerle bölmüş olmaları. Seçimi kazandıracak her şeyin mubah sayıldığı bu siyaset tarzı, yalnızca “öteki”ne değil, bizzat barış fikrine de güvensizlik üretiyor.

Meclis’in yeni yasama yılı açılışında kameralara yansıyan samimi el sıkışmalar ve “yumuşama” görüntüleri, birçok insanda aynı soruyu uyandırdı: Eğer bugün yan yana gelebiliyorsanız, onca bedel neden ödendi? Neden gençler garlarda bombalarla öldü; neden şehirler kana bulandı; neden öğretmenler hedef oldu; neden toplum bu denli keskin fay hatlarına mahkum edildi? Barış çalışmaları alanında bir akademisyen olarak benim de ilk refleksim, bu görüntülerin gerilimden diyaloga geçiş adına kıymetli olduğuydu. Ama görüntünün ötesine geçen ne var? Dün “yan yana gelmesi imkansız” görünenler bugün bir aradaysa, yarın aynı fotoğrafı görmeyeceğimizin güvencesi nedir?

Barışın sosyolojisi bize güven erozyonunun birbirini besleyen üç katmanda ilerlediğini gösterir. İlk katman dildir: “var olma–yok olma” ikilemine sıkıştırılan, sürekli tehdit ve ihanet imgeleriyle beslenen bir siyaset dili toplumsal dokuyu aşındırır; insanlar kendilerini korunması gereken bir kalenin içinde, karşısındakini ise sürekli teyakkuzda olunması gereken bir saldırgan gibi görmeye başlar.

İkinci katman semboller ve ritüellerdir. Bayraklar, anmalar, mekanlar ve liderlik imgeleri, “biz” ile “onlar” arasına duygusal barikatlar örer; gündelik hayatın sıradan karşılaşmalarını bile kimlik teyidine dönüştürerek ortak alanı daraltır.

Üçüncü katman kısa vadeli siyasi kazançtır:........

© yetkinreport.com