Türkiye hava gücünü akıllı güce dönüştürebilir mi?
Türkiye’nin İHA ve SİHA’larla artan hava gücü, sadece onlarla sınırlı olamaz. Türkiye’de üretilen saldırı helikopterleri ve insansız hava araçları, İstanbul Sarayburnu’nda demirli Türkiye’nin ilk amfibik çıkartma gemisi TCG Anadolu’nun uçuş pistinde ziyaretçi vatandaşlara sergilenirken görülüyor. (Foto: MSB)
2024 Nisan’ında İsrail’in İran’a saldırması ve İranın karşılık vermesiyle tabık olduğumuz karşılıklı hava saldırıları, yalnızca bölgesel bir kriz değil, aynı zamanda küresel güvenlik mimarisinin sorgulanmasına yol açan kritik bir dönüm noktası oldu. Artık çatışmaların başlangıç noktası karada değil, havada. Seyir füzeleri, hipersonik tehditler ve sürü dronlarla yapılan saldırılar, modern savaşta belirleyici gücün hava ve füze sistemlerine kaydığını gözler önüne serdi. Hava gücü savaşları yeni bir boyuta taşıyor.
İran’ın kamikaze dronları ile İsrail’in çok katmanlı hava savunma sistemleri arasındaki mücadele, 21. yüzyılın savaş paradigmasını şekillendiriyor. Özellikle hipersonik füzeler hem savunma sistemlerinin sınırlarını zorluyor hem de gelecekte hava üstünlüğünün merkezine yerleşiyor. Radar izi düşük “stealth-hayalet” teknolojileriyle birleştiğinde bu sistemler, hava hâkimiyetinin yeni ölçütlerini belirliyor. Sonuç olarak, yeni dünya düzeninde hava gücü ve savunması olmayan bir devletin ayakta kalma şansı son derece düşük. Bu bağlamda da sert ya da yumuşak güç olmak kendi başına bir anlam ifade etmiyor. Akıllı güç olmak lazım ve Türkiye’de bu oyunun içerisinde.
Türkiye’nin jeopolitik konumu, Suriye, Irak, Doğu Akdeniz, Ege ve Karadeniz gibi birçok sıcak çatışma hattının tam ortasında. Bu bölgelerde sürdürülebilir caydırıcılık ve stratejik üstünlük sağlamak ise doğrudan hava gücüne, özellikle de hava üstünlüğüne bağlı. Karabağ Savaşı’nda elde edilen insansız hava araçları temelli başarı, bazı karar vericilerde yalnızca İHA ve SİHA’larla hava gücü tesis edilebileceği yönünde yanıltıcı bir algı oluşturdu. Gerçekten de Bayraktar TB2, Akıncı ve Anka-S gibi sistemler, Libya, Suriye ve Dağlık Karabağ gibi sahalarda önemli başarılar sağladı. Düşük maliyetleri, uzun süre havada kalabilmeleri ve operasyonel esneklikleri sayesinde asimetrik çatışmalarda ciddi taktik üstünlük sağladılar.
Ancak bu başarılar, güçlü hava savunma sistemleri karşısında yetersiz........
© yetkinreport.com
