menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

AHMET KAÇAR'IN “ALDATTI BİZİ DÜŞLERİMİZ” SÖYLEMİNE BAŞKA BİR AÇIDAN BAKIŞ

12 0
27.03.2025

Bir başka yağmurdu düşmedi
Düşlerimi serdiğim gecelere
Düşmedi tek bir damla
Sabahlara kadar açık pencerelere…
Ahmet Kaçar'ın “Başka” adlı duygusal şiiri, bu dörtlükle başlıyor. Düşlerini serdiği gecelerden söz ediyor, Kaçar. Ne var ki düşlediği, beklediği, umut ettiği bir başka yağmur düşmüyor gecelere, dahası tek bir damla düşmüyor pencerelere… Güzel düşler ve düş kırıklıkları! Ne hazin değil mi?
Nedir düş? Uyurken zihinde beliren olayların, düşüncelerin bütünü, rüya; gerçek olmayan şey, imge; gerçekleşmesi istenilen şey, umut… Böyle tanımlanıyor Türk Dil Kurumu sözlüğünde. Bu sözcükle oluşturulan güzel bir deyim var, dilimizde: Düş kurmak! Bu deyimin bir de eş anlamlısı var: hayal etmek! Hangimiz düş kurmayız ki? Hangimiz tatlı hayallere dalmayız ki! Hangimiz hayallerimizin gerçek olmasını istemeyiz ki? En güzel düş kuran ya da hayal edenler kimdir diye sorarsanız kuşkusuz ozanlardır, derim. Onların düş ve duygu dünyaları çok geniş ve çok derindir. İşte Nedim! 'olmuş sana' redifli gazelinde övgüler düzdüğü güzelin, gerçek olmadığını bir hayal ürünü olduğunu söyler: “Yok bu şehr içre senin vasfettiğin dilber Nedîm / Bir perî-sûret görünmüş (peri yüzü) bir hayâl olmuş sana”. İşte Yahya Kemal! “Deniz Türküsü” adlı şiirine “İnsan, âlemde hayâl ettiği müddetçe yaşar!” dizesi ile nokta koyar. Hayal etmek ya da düş kurmak İnsanı olumlu yönde güdüler, umutlandırır, yaşama bağlar. Dolayısı ile ozan bir düş adamıdır, şiir bir düş estetiği! Kaçar da öyledir.
Düşler ya da hayaller güzel duygularla yeşerir; sevgiyle büyür; sabırla dallanır, budaklanır. Bu daha çok özlenen ya da beklenen kadındır; güzel, mutlu, huzurlu yaşama isteğidir. Bundandır ozanların onca aşk temalı şiirler kaleme almaları; bundandır sevgililere gönüllerini açmaları; güzellemeler düzmeleri. İşte onlardan biri de İsmail Hâmî Dânişmend! İşte onun aşk temalı yakıcı, kavurucu dizeleri: “Bir kâsedir alev dolu gönlüm yana yana / Ben tâ senin yanında dahi hasretim sana”… Sevdiği, gönül verdiği kadınla birlikte olmak, el ele tutuşmak, göz göze bakışmak isteğini daima kalplerinde taşır, ozanlar. Bir gün kavuşmayı ümit ederler. Bu tatlı düşün coşkusu ve heyecanıyla yaşarlar. Ne var ki yaşam tozpembe değildir. Bel bağlananlar, beklentiler, umut edilenler suya düşebilir. Ayrılık çanları çalabilir. Bozkırın tezenesinin çalıp çağırdığı gibi yazın, kışa çevrilmesi; başa karlar yağması bundandır. Artık ne sevinç, mutluluk ne heyecan vardır; düş kırıklıkları, pişmanlıklar, kırgınlıklar içinde acılı bir yürek ve çaresiz bakışlardan gayrı…
Kaçar'ın gecelere serdiği düşlerinde 'yıllarca içinde saklayıp unutamadığı' bir kadının özlemi olduğunu düşünüyorum. Bu sıradan bir kadın değildir. Kaçar'ı anlayacak, duyacak, başka emellerde bulunmayacak, bakışlarında dört mevsim bahar olan içli, duygulu, ince ruhlu bir kadındır. “Eve Dönerken” şiirinde hayal ettiği, özlem duyduğu kadını şöyle dile getirir: “İçim ürpermeler dolsun görünce / Elleri elime değmeden önce / Islak gözlerini bana dönünce / Bakışı........

© Yeşilgiresun