Sayın Devlet Bahçeli’nin, 1 Ekim 2024 tarihinde, Meclis’te, âniden, DEM parti sıralarına yönelerek, DEM’lilerle tokalaşmasının böyle bir süreçle noktalanacağını kim tahmin edebilirdi? Düşününüz ki, daha kısa bir süre önce sayın Bahçeli, MHP Grubunda yaptığı konuşmada, DEM’li vekilleri kast ederek, “Bunların Meclis’te ne işi var” çıkışını yapmıştı!

Ekim ayı sonlarında da, sayın Bahçeli, bilinen konuşmasıyla, “Abdullah Öcalan gelsin, Meclis’te, DEM Parti grubunda konuşsun. Terörün bittiğini ilân etsin” demişti.

Bütün bunlar, kanaatimizce, bir devlet politikasının, sayın Bahçeli tarafından atılan ilk adımlarıydı. Sayın Bahçeli’nin tokalaşmak için uzattığı el, sıkılmış olan yumrukları da gevşetmiştir. Sayın Bahçeli aynı zamanda, bir paratoner görevini de görmüştür. Çünkü, başka kim böyle bir çıkış yapsa çok büyük tepki görürdü.

Süreç devam etti ve Abdullah Öcalan’ın o meşhur, PKK’yı kendini feshe ve silâh bırakmaya dâvet ettiği çağrısı geldi. Bu süreç, 11 Temmuz tarihinde, 30 PKK’lının, Irak’ın Süleymaniye kentinde silâhlarını yakmaları ile taçlanmıştır. Beklenen, bütün PKK’lıların silâh bırakmasıdır ki, önümüzdeki aylarda bu da gerçekleşecektir.

11 Temmuz’un Anlamı

11 Temmuz tarihi, bir milattır. Emperyalizmin, Türkiye’yi terörle hizaya getirme teşebbüsü başarısız olmuştur. Brezilya basını, “Türkiye kazandı. Emperyalizm kaybetti!” manşetiyle, bunu en anlamlı bir şekilde dile getirmiştir.

Türkiye, terör parantezini artık, sonsuza kadar kapatmaktadır. Terör, artık bu topraklarda yeşereceği bir alan bulamayacaktır. Çünkü artık, doğuda, halkın dertlerine çâre arayan, halka, devletin sahibi aslisi gibi muamele eden bir devlet vardır. Halkın, devlete isyan etmesini gerektirecek uygulamalar içinde olan yapı, artık tarihin derinliklerinde........

© Yeşilgiresun