menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Derin devlet efsanesi

70 1
20.09.2025

Türk milletinin yapısını ve geleceğini, soğuk savaş döneminin gizli yapılarıyla değil; tarihinden gelen derin şuuru ve meşruiyet anlayışıyla okumak gerekir.

Türkiye’de yıllardır tartışılan ve her kriz döneminde yeniden gündeme taşınan kavramlardan biri de “derin devlettir”. Bu kavram, kimilerine göre NATO içindeki "Gladio" türü gizli yapılanmaların Türkiye şubesi; kimilerine göre ise Osmanlı’dan Cumhuriyet’e miras kalan, görünmez ama etkili bir geleneksel devlet aklıdır. Devletin “resmi” kurumlarının dışında, kriz zamanlarında devreye girip işleri yoluna koyan bir tür "gizli güç", bir "gölge hükümet"... Ancak bu anlayış, ne kadar gerçektir? Daha da önemlisi, bu anlayış ne kadar sağlıklı, meşru ve demokratiktir?

Toplumsal psikolojide, belirsizlik dönemlerinde insanlar umut edecekleri, güven duyacakları bir güç ararlar. Türkiye'de de yaşanan siyasi ve sosyal krizlerde, insanlar görünürdeki kurumlara güvenlerini yitirdiklerinde "perde arkasında bir akıl" olduğuna inanmayı tercih ederler. Bu inanç, aslında bir tür toplumsal savunma mekanizmasıdır. Gerçekliği sorgulanmadan kabul edilen bu tür inançlar, halkın bilinçaltında var olan “devlet bizi bırakmaz” fikrinin tezahürüdür.

Ancak bu, aynı zamanda bir ütopyadır. Uluslararası ilişkilerden, reel politikalardan, güç dengelerinden uzak bir kasaba milliyetçiliğinin beslediği, romantik ama tehlikeli bir yanılsamadır. Çünkü bu "gizli el" anlayışı, halkın........

© Yeniçağ