Bir bilene sordum
Gültekin Uysal ile Türkiye’nin rotası üzerine konuştuk.
Türkiye’nin en eski 2. siyasi partisinin bugün bir numaralı koltuğunda oturan Sayın Gültekin Uysal; eğitimi, donanımı ve olaylara bakışıyla önemli bir devlet adamı kişiliği sergiliyor.
İktidar ve ana muhalefet arasında sıkışan ülkemiz siyasetine, tavrı ve duruşuyla önemli katkı sağlayan, Türkiye’de siyasetin önemli bir rol modeli Sayın Gültekin Uysal’la, son günlerdeki gelişmeleri Yeniçağ gazetesi okuyucuları adına sordum:
Bugün İran ve İsrail ekseninde başlayan ama etkileri ve boyutu itibariyle küresel bir mahiyet kazanan çatışmalarla ilgili görüşünüz nedir? Türkiye bu krizden nasıl etkilenir?
İsrail ve İran arasındaki çatışma, ideolojik, siyasi ve güvenlik temelli bir stratejik düşmanlık ilişkisine dayanıyor. İran’ın “Direniş Ekseni” (Hizbullah, Hamas, İslami Cihad gibi aktörleri içeren) stratejisi, İsrail’in varoluşsal güvenlik algısını tetiklemekte. Nitekim sadece bugünkü saldırılarında değil ‘Altı Gün Savaşları’ndan başlayarak “önleyici saldırı” kavramı etrafında şekillenen bu saldırgan politika, İsrail’in hem travmatik hem de stratejik halinin beyanı.
İsrail, ilahi bir referans kabul ettiği ‘arz-ı mevud’a bağlı olarak kendi iddiası ile kavmine ‘vaadedilmiş topraklar’ı gaspederek jeopolitik hedeflerine ulaşmak gayretinde.
İsrail’e sorsanız İran’ın nükleer programı ve vekil aktörler aracılığıyla bölgedeki nüfuzunu artırmasını ulusal güvenliği için kırmızı çizgi olarak görüyor. Ancak nükleer müzakerelerin arefesinde giriştiği bu saldırılar, İsrail’in bir güvenlik endişesi taşımadığının, Suriye’deki istikrarsızlıklardan faydalanarak alenî hale getirdiği ve Filistin sınırları dışına taşıdığı ‘yayılmacı’ politikalarının bir ispatı.
Tabi burada bizim için önemli olan iktidarın da dillendirdiği İsrail’in saldırı riski.
Böyle bir riski siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Elbette İsrail’in jeopolitik ve teolojik hedeflerini, 1948’den bu yana yaptıklarını değerlendirirsek böyle bir riskten bahsedilebilir. Ve fakat ülkeyi bu risklere gebe hale getirmek de işin başka boyutu. Zira bugün ekonomik açıdan var olan bir gerçekten hareketle bakmak gerek; demokrasi ve adalet üretemeyen ülkeler, para üretmek........
© Yeniçağ
