menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bazı Deyimlerin Öyküleri

57 15
yesterday

Hayatımıza girmiş birçok ilginç deyimler var. Hepsinin farklı hikayeleri bulunuyor.

*Dingonun Ahırı

Bugün biri bir yere giren çıkan belli değilse, “Burası da Dingo’nun ahırı mı?” deriz ya...

Peki bu deyim nereden çıkmış biliyor musunuz?

Zaman, İstanbul’da atlı tramvayların cadde boyunca takır takır ilerlediği yıllar...

Tramvaylar iki atla çekiliyor ama mesele Şişhane Yokuşu’na gelince iş değişiyor. Malum, yokuş sert, yük ağır. O yüzden Azapkapı’dan yokuş yukarı çıkacak her tramvaya ekstra atlar ekleniyor. Bu “takviye atlar” yokuşu çıkıp tramvay görevini tamamladıktan sonra ne oluyor?

İşte o zaman Dingo devreye giriyor.

Dingo, Azapkapı-Taksim hattında, Pera civarında bir yerde bir ahır işletiyor. Aslen Rum olan Dingo’nun ahırı, görevini tamamlayan yorgun atların dinlendiği yer. Gün boyu, tramvaydan çıkan atlar geliyor, dinleniyor, sonra yenileri gidiyor. Bir gelen bir giden… Atlar, görevliler, meraklılar, tembeller, işçiler derken ahır, adeta küçük bir terminal gibi. Hatta öyle bir hal alıyor ki, kim giriyor kim çıkıyor belli olmuyor.

İşte bu yüzden halk arasında bu ahıra bakıp şöyle denilmeye başlanıyor:

“Burası da Dingo’nun ahırı gibi olmuş!”

Zamanla bu söz, düzensizlik, keşmekeş ve kontrolsüz girip çıkmaların olduğu her yer için kullanılmaya başlanıyor.

Bugün bir odaya herkes kafasına göre girip, çıkıyorsa ya da bir yer tam bir curcunaysa...

Aklımıza hep o meşhur cümle geliyor:

“Burası da Dingo’nun ahırı mı?”

Tarihin sokaklarından gelen bu deyim, dilimize yerleşip kalmış.

Üstelik içindeki o eski İstanbul havasıyla…

İstanbul’un sembollerinden birisi olan tramvaylar 1872 yılında kullanılmaya başlandı. Günümüzde elektrikle çalışan bu tramvaylar ilk yıllarında atlar vasıtasıyla çekiliyordu. Kısa sürede de halk tarafından sevilmişti çünkü ucuz bir ulaşım aracıydı bu tramvaylar.

Tramvayları çeken atlar da sonuçta canlılar ve yoruluyorlar. Şişhane yokuşunda yorulan atlar Taksim’de dinlendiriliyor, yerlerine de dinlenen atlar geçiyordu. Böylelikle seferler aksamıyordu. En çok kullanılan Şişhane-Kurtuluş arasında çalışan tramvayların atları Dingo isminde bir ahır sahibinin ahırında dinleniyorlardı. Hattın yoğun olmasından dolayı çokça da giren çıkan oluyordu Dingo’nun ahırına.

Üstüne üstlük Dingo içkiyi fazla seven ve sürekli alkollü dolaşan birisiydi. Bu da ahırdaki defterlerin tam olarak, düzgün bir şekilde tutulamamasına yol açıyordu. Giren çıkanın haddi hesabı olmuyordu. Yorgun atı getirenler bazen bir önceki seferde yorulan atı alıp gidebiliyordu. Garibim atlar da........

© Yeniçağ