Doğa düşünür: Descartes’in özne yanılgısından ekolojik bilince
Modern yaşam, anlamı hızla tüketen bir ritme alıştırdı; endüstriyal kapitalizm, kâr ve verimlilik odaklı mantığıyla zamanın kısa döngülerini dayatırken, Descartes’in özne-nesne ayrımı doğayı yalnızca ölçülecek, yönetilecek bir nesne haline getirdi. Bu iki kavramsal ve kurumsal yönelim birlikte çalıştığında, anlam üretiminin zamansal derinliği silikleştiriliyor. Anlam, salt zihnin anlık atıflarından ibaret bir ürün olarak görülürse, uzun vadeli süreçlerin, gömülü hafızaların ve ekolojik izlerin taşıdığı anlatı gözden düşer. Doğanın süreçleri, izleri ve bıraktığı kalıntılar uzun ölçekli bir anlatı örgüsü oluşturur; bu örgü, toplumsal pratikleri, ritüelleri, mekânsal düzenlemeleri ve kolektif hafızayı biçimlendirir. Bir nehrin yatağını değiştirmesi, bir kıyı çizgisinin gerilemesi ya da bir orman örtüsünün değişimi ilk anda yalnızca çevresel bir olgu gibi algılansa da, zaman içinde kültürel adaptasyonlara, ekonomik dönüşümlere ve hukuksal yeniden düzenlemelere yol açar. Bu etkiler hemen görülmeyebilir; ancak kalıcılıkları ve yayılımları sayesinde anlam üretirler.
Zamansal boyutun ihmal edilmesi yalnız çevresel sonuçlar doğurmaz; aynı zamanda anlam üretme kapasitesinde aşınmaya neden olur. Kısa vadeli kârlılık hesapları, uzun vadeli ekolojik süreklilikleri geri plana ittikçe, üretim ve tüketim pratikleri tarihselliğin taşıdığı bilgiyi yok eder. Kültürel hafıza zayıflar; kuşaklar arası aktarım zedelenir; toplumsal ritüeller tüketimin ritmine uyum sağlamak zorunda kalır.........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d