Aptal yeni dünyanın yeni terörü: Teşhir
Şunun adını sanını adam gibi koyalım. “Teşhir terörü” diye bir gerçeklik vardır ve modern insanın hayatının tam ortasında, tuhaf, anlamsız bir yer işgal etmektedir. Mahremiyetin değil “göstermenin” hüküm sürdüğü bir aralıkta insan giderek “göstermediğim yoktur” noktasına ilerlemiştir.
“Var olmayan yoktur, görünmeyen yoktur, gösterilmeyen yoktur” ilerlemesi insanlık için bir ilerleyiş değil, fevkalade bir gerileyiştir.
Fiziki dünyadan başlayayım. Artık kıyafet dediğimiz şey sadece bir “gösterme biçimi” olarak vardır. Ya bizatihi kıyafetin kendisini ya da daha kötüsü olarak bedenin kendisini. Kıyafetler artık büyük oranda “bedenin teşhiri” fikrine hizmet etmektedir. Ve hayır. “Benim bedenim, benim kararım” falan gibi zırvalardan söz ediyor değilim. Ahlakçılık da taslamıyorum. Dileyen dilediğini giyinsin, istediğini giymekte özgür olsun; ben de bunun üzerinden fikrimi söylemekte özgür olayım.
Beden, kapitalizmin hakiki faaliyet alanlarından biridir artık. İnsan teki -kapitalizm için müşteri demek bu aslında- bedenini ne denli teşhir ve deforme ederse o denli makbul kabul edilmektedir. Diyet sektöründen estetik sektörüne, dövmeden makyaja, kıyafetten saç tasarımına kadar bedenimiz artık bizim mahrem alanımız değil tüketim endüstrinin kamusal alanıdır.
Türkiye’de kadınlar tarafından epeydir dolaşımda tutulan “ben istediğimi giyeceğim, kimse de bana bakmayacak” cümlesi şu ana........
© Yeni Şafak
