-“Gelin ülkemi işgal edin diyen” satılık liderler… -Kadife Devrim’lerden sonra Kadife Kişilikler.. -Türkiye’ye sunulan “satılık lider” kim? -“Üçüncü Devlet”e göre hepsi birer vatan haini.
Gücünü milletlerinden almayan liderler, kendi ülkeleri için en büyük tehdittir. Ülkeyi satarlar, milleti satarlar, kaynakları satarlar. Gelenekleri satarlar değerleri hatta dinleri bile satarlar.
Sömürge yönetimlerinin ya da gücünün yetiştirdiği devşirme zihne sahip olan, özgürlük yerine itaati, onur yerine teslimiyeti önceleyen, kişilik zaaflarıyla, eziklikle, kompleksle donatılmış, arkasında iyi bir pazarlama gücü olan bu isimler, Batı’nın yüzyıllar boyunca dünyayı yönettiği en önemli silahları oldu.
KÖLELİK ÖZGÜRLÜK SLOGANLARI İLE,
VESAYET BAĞIMSIZLIKLA PAZARLANDI.
Batı küreselleşmesi dediğimiz şey, bu satılık liderler üzerinden bu kadar uzun yaşadı. Küresel hakimiyet, ülkelere atanan bu tür liderler dayatılan siyasal rejimler üzerinden gerçekleşti.
Sivil ve askeri liderler ile bu çerçevede formatlanan sermaye yapısı ve patronlar, yeryüzünün büyük bölümünde kitlelerin fakirliğinin, ezilmişliğinin, geri kalmışlığının en büyük sebebiydi. Bu formül üzerinden kölelik özgürlük sloganları ile yaşatıldı. Vesayet bağımsızlık sloganları ila pazarlandı.
SATILIK LİDER, SATILIK ÜLKE,
SATILIK ASKER; BATI’NIN
UMUTSUZ ARAYIŞLARI…
Batılı dünya düzeni o kadar güçlenmişti ki, milletlerin özgürlük ve onur arayışları bir veba gibi görüldü. Lanetlendi, ezildi, direnen herkes yok edildi.
Beş yüz yıl sonra Batılı düzen çökerken, milletler uyanırken, eski medeniyetler yeniden canlanırken, Batılı dünya hala satılık liderler, satılık ülkeler, satılık askerler üzerinden umutsuz bir mücadele veriyor.
Tarih, ilk kez büyük bir kırılmayı, yol ayrımını, makas değiştirmeyi, büyük fırsatları bu milletlerin önüne çıkardı. Artık eski düzen olmayacaktı ve olamazdı. Öyleyse Batılı düzen çökmeli, Batı dünyası kendi haritalarına dönmeliydi. Şu an olan da bu.
Ama onlar hala devam ediyorlar. Kadife Devrimler deniyorlar. Yeni lider profilleri dayatıyorlar. Demokrasi, özgürlük örtüsü altında yeni köle ülkeler, köle ordular oluşturmaya çalışıyorlar. Başaramayacaklarını biliyoruz. Ama bu formüller mücadele, Türkiye dahil birçok ülkede bir iç bunalım olarak devam ediyor.
“GELİN ÜLKEMİ İŞGAL EDİN” DİYE
ÇAĞRILAR YAPABİLEN BİR LİDER!
2025 Nobel Barış Ödülü, Venezuelalı siyasetçi Maria Corina Machado’ya verildi. Barışla, ödülle, siyasetle alakası olmayan bu satılık isim, her konuşmasında Batı’nın bu çirkin formülünü daha da açık ediyor.
“Venezuela’nın kurtuluşu ABD müdahalesi ile mümkün” diyebiliyor. “İktidara geleyim ülkenin bütün kaynaklarını özelleştireceğim” diyor. Yani “ABD şirketlerine devredeceğim” demek istiyor.
Hatırlarsanız Venezuela’da Juan Guaido diye bir adama yatırım yapmışlardı. Kullanıldı ve bir kenara atıldı. En son elinde çantası ABD’ye giderken görüntülendi.
ABD ve Avrupa ülkeleri bu kişiyi ülkenin “Devlet Başkanı” ilan ettiler. ABD, İngiltere ve AB ülkeleri açıktan bir ülkeye Başkan ataması yapıyordu. Dünya daha önce bunun örneğini görmemişti. Elli yıldır demokrasi, ifade özgürlüğü, seçimler, millet iradesi diye kutsalları insanlığa karşı bir silah olarak kullanan ülkeler, kendi putlarını yiyordu.
“KADİFE DEVRİMLER” OLMADI, “KADİFE
LİDERLER” FORMÜLÜ SAHNEYE........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein