Türkiye siyasetinde yeni dönem
Geçen hafta da vurguladığımız gibi, olayların ardı ardına yaşandığı bir dönemdeyiz. Bu yoğunluk, toplumu ya "bağışıklık" oluşturmuş gibi davranmaya itiyor ya da kronik bir alışkanlık hâline geliyor.
Vatandaş tepki gösteriyor, oy kullanıyor, demokratik süreçlere sahip çıkmaya çalışıyor; fakat bütün bu çabanın sonuç üretmediğine dair algı güçleniyor.
Sanki görünmeyen bazı mekanizmalar oyunu istediği gibi kuruyor, vatandaş ise bu oyunda yalnızca izleyici konumuna itiliyor.
Bu his, toplumun en tehlikeli duygusu olan ümitsizliği besliyor.
İşte bu nedenle, toplumun sahip olduğu soğukkanlılığı, sağduyuyu ve ortak akıl üretme kapasitesini diri tutmak her zamankinden daha önemli.
AKP–MHP Dengesi: Ayrılık Değil, Karşılıklı Bağımlılık
Son günlerde kamuoyunun yakından izlediği Erdoğan–Bahçeli görüşmeleri de bu siyasetin yeni anatomisinin önemli bir parçası.Bugün iki lider arasında siyasi bir kopuş değil, karşılıklı bağımlılığa dayanan bir denge söz konusu.
Farklılıklar ise daha çok yöntem farklılığı üzerinden okunabilir:
- Bahçeli, daha ilkesel ve net bir çizgi izliyor.
- Erdoğan, daha taktiksel ve esnek adımlar atıyor.





















Toi Staff
Gideon Levy
Sabine Sterk
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Ellen Ginsberg Simon
Gilles Touboul
Mark Travers Ph.d
Daniel Orenstein