Toplumların gelir seviyesi artıkça bazı problemler ortaya çıkıyor. Kapı cami civarındaki dükkânına yürüyerek gelip iş yerini sabah namazından sonra açan tüccar devri kapandı. Ya da Meram’dan bisikletini binip bedestene kadar pedal çeviren esnaf devri de kapandı. Obeze merdiven dayamış tüketici, hareketsiz bir toplum oluştu.

Neredeyse tüm ihtiyaçlarımızı karşıladığımız otomobillerimiz var. Onun için olsa gerektir araç trafiğine kapatılan cadde ve sokakları pek istemeyiz. Hatta yaya kaldırımlarının geniş olması da pek hoşumuza gitmez. Altyapı hususunda daha bir rahat daha bir antikapitalist olan Rusya’da dahi imardaki yolların yarısı araç, yarısı da yaya trafiğine ayrılmış durumda. Daha güzeli ana kulvarlar haftanın bazı günlerinde araç trafiğine kapatılıyor. Ana arterlerde insanlar araç trafiğine kapatılan yerler de yürüyorlar, her türlü gösterilerini yapıyorlar. Hülasa imarda 100 m genişliğindeki caddenin 50 m’si yayalara ve orta refüje ayrılmış. Aman Allahım. Düşünmek bile insanı rahatlatıyor, mutlu ediyor.

Şehrimiz Konya’mız 10-15 yıl önce böyle değildi! Hele hafta sonları, hele cumartesi günleri yer gök araba oluyor. İyi ki sinyalizasyon var. Bazı kavşaklarda 3,4 fazda ancak geçebiliyorsunuz. Hafta sonu cumartesi günü pik saatlerde öğleden sonra 15.00- 17.00 arası şehir trafiğine çıktık. Yine yer gök arabaydı. Sanırsınız 10 yıl önceki İstanbul vilayeti. İstanbul’da muhtemelen bir 10-15 yıl sonra Moskova’nın durumuna geçecek.........

© Yeni Meram