menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kıbrıs Rum müesses nizamının çözüm “takiyyesi” ve seçimler

11 0
06.07.2025

Kıbrıs Rum karar vericileri son yılların jeopolitik gelişmelerinin ışığında yeni bir doktrin geliştiriyor. Buna göre, Kıbrıs Sorununun çözümü Kıbrıslı Türklerin yönetime etkin katılımına yol açarsa, Kıbrıslı Rumların jeopolitik manevra alanı daralır, hatta kulvar değiştirmek zorunda kalırlar...

Giderek yaygınlaşan bu anlayışa göre, Kıbrıs Türk toplumunun devlet yönetiminde söz sahibi olması, Türkiye’nin dolaylı yoldan söz sahibi olması demektir ki, bu durum, Kıbrıs’ın özellikle İsrail ile ilişkilerini olumsuz yönde etkiler.

Açıkçası, İsrail, Kıbrıs (güney), AB, Yunanistan ve ABD arasında kurulan jeo-stratejik aksın her koşulda devam etmesini istiyorlar.

Bu jeo-politik tasavvur, Kıbrıs Sorununun çözümüne de yansıtılıyor. Kıbrıs Sorunu öyle bir biçimde çözülmelidir ki, Kıbrıslı Türkler dış politika ve enerji gibi konularda söz sahibi olmasın!

Nikos Anastasiadis, yakın geçmişte bunu bütün açıklığıyla dile getirmişti. Kıbrıslı Türklerin bir olumlu oyunun aranacağı bir Kıbrıs yönetiminde East-Med projesinin hayata geçirilemeyeceğini iler sürerek, siyasi eşitliğin temel ilkelerinden biri olan toplumların yönetime etkin katılımına karşı olduğunu göstermişti.

İsrail devletinin, daha doğrusu Netanyahu hükümetinin de benzer bir anlayışa sahip olduğunu ve Kıbrıslı Türklerin yürütmede etkin biçimde yer alacağı bir çözüme karşı olduğunu tahmin etmek zor değil.

Siyasi Eşitliğe Eskiden de Tepki Gösteriliyordu Ama...

Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliği ve devlet yönetiminde ağırlık sahibi olması, Kıbrıslı Rum elitlerin eskiden beri kabul etmekte zorlandığı bir konudur.........

© Yeni Düzen