Yurt bilgisi 101
Bir toprak parçasıyla kurduğumuz duygusal bağın en önemli nedeni hatıralarımızdır diye düşünüyorum. Çocukluğumun ilk yıllarının geçtiği, zorla koparıldığımız Peristerona’nın böyle bir anlamı var benim için. Yurdumuz çocukluğumuzdur. Bir de kolektif belleğini taşıdığımız, aynı kamusal alan içinde var olduğumuz topluluğun bize aktarılmış anıları var. Anılar garip şeyler. Onlar anlatılırken kafamızda bir film sahnesi gibi imajlar beliriyor. Çok kez aktarıldıklarında sanki oradaymışız ve onları görmüşüz sanısına kapılıyoruz. Hatta o kadar eminiz ki iddialaşabiliriz bunlar için. Çocukluk hatıralarımızın bir kısmı da böyle. Çok küçüktün nasıl hatırlıyorsun derler. Birileri bize anlatmış ve o filmi görüp belleğimize yerleştirmişiz kimi zaman. Kendi hatıralarımız da var elbette. Onları da bir biçimde çarpıtıyor bellek, aktarılmış olanlarla bir kolaj yapabiliyor, ya da farklı zaman dilimleri ve mekanlarda çekilenleri montajlıyor. Hatıralarımızın detaylarından çok onların bize verdiği ruh hali, içimize yerleşen duyguları önemli sanki.
Bir ülkeyi bir adayı seviyoruz çünkü ona ilişkin kimlik ikonlarına aşinayız. Manzaralarını içmişiz çocukluktan itibaren. Dağıyla, ağacıyla, çiçeğiyle, gökyüzüyle bağ kurmuşuz. Bir de doğduğumuz ve atalarımızın da doğup büyüdüğü yer olduğu için bir aidiyet hakkı verilmiş bize. Kimliklerimizden biri onunla tanımlanmış. Konuklarımıza kendi evimizi gezdirir gibi........
© Yeni Düzen
