menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Canım kendim, nedir derdin?

17 1
tuesday

Siyah, iri desenli çiçekli elbisesi bir kardeşin fotoğrafı önüme düştü. Yorum yaptım: “‘70’li yıllarda jarse, maksi elbise modası vardı. Apartman topuk ya da mantar topuk ayakkabılar ile kombinlenir, uzun boncuklu ya da altın kolyeler, renk renk halka bilezikler ile süslenirdi. Beni annemlerin gençlik, teyzelerimin genç kızlık yıllarına götürdü” dedim. “Eskilere dönmek lâzım” dedi kardeş. Evet dedim çoğu şeyde eskilere dönmek gerek, bazı şeylerde ise asla!

Eskilere dönmek mevzusunun en özleneni, bizi yalnız hissettirenlerin en başında geleni ise, “yardımlaşma ve dayanışma anlayışımızın zayıflaması” durumudur, benim için.

Babamdan döndüm. Yorgun argın, mecalsiz, bitkin.

Bir dünya işin içinde hiç birine başlamadan duvarlara ve telefon ekranına bakıyorum.

Yeniden işlere saldıracak enerjim ve dermanım yok. Yaşım da kemale erince her geçen gün daha zorlayıcı hâle geliyor genç kız gibi koşturmak zorunda olmak.

Görüyorum ki bir çok hemcinsim bu durumda. “Ben güçlüyüm, her işimi de yaparım evvel Allah” modunda minnetsiz bir şekilde; tükenen gücüne inat, gençlere taş çıkaracak şekilde uğraşıyor, didiniyor.

Çizdiğim bu tablonun negatifliği size de........

© Yeni Asya