Anne-babanın evlâtla imtihanı (2)
Buna göre yedi yaşından önce öğretilmeye başlanması gerekir. Ve İslâmî hayat başlar. Yedi yaşında da ciddî takip gerekir. Büluğ çağına kadar da devam eder. Bu eğitimle çocukta İslâmî kurallar yerleşmiş hale gelir. Çocuğun yetişmesi için kural bu. Ama tersi de olabilir. Gerekli öğretim ve eğitim yapılmasına rağmen ters tepebilir.
Bu da bir imtihandır. Hem de zor bir imtihandır. Görevini yapmana rağmen istediğin gibi olmayabilirler. İstediğin gibi olsa da büluğ çağında çevrenin, okuduklarının etkisiyle, nefsinin arzusuyla istenilmeyen hayatı tercih edebilirler.
Kur’ân’da Rabbimiz bunun örneklerini veriyor. Hz. Nuh’un (asm) oğlu ve eşi Allah’a iman etmediler. Karısı Nuh’a (asm) düşman gibi davrandı.
Ama Nuh (asm) babalık ve eşlik görevini yerine getirmeye devam etti. Onları dışlamadı. Kovmadı. Kavga etmedi. Beraber yaşadılar. Başkalarına tebliği ettiği gibi onlara da tebliğ etti.
Nuh (asm) yüzyıllarca tebliğine rağmen kavmi iman etmedi. Allah’ta bu topluluğu helak etmek istedi. Nuh’a (asm) gemi yapmasını ve inananları gemiye almasını istedi. Nuh (asm) gemiyi yaptı. Mü’minler gemiye bindi. İnanmayan, isyan eden kavmi helâk olmak üzere. Oğlu da içlerinde. Oğluna döndü ve “yavcuğum” diye seslendi, son olarak kurtarma ümidiyle. İman edebilir temennisiyle. Kur’ân-ı Kerîm’de bu olay şöyle anlatılır:
........© Yeni Asya
