Yeni bir sürgün, Kastamonu’ya sevk - Üstadın Hayatı-5
1936 yılında Bediüzzaman, Eskişehir hapsinden tahliye edildikten sonra, bu kez Kastamonu’ya sürgün edildi.
Bu sürgün, görünüşte daha serbest bir hayattı; fakat gerçekte ağır bir gözetim ve tecrit dönemi başladı. Kastamonu’da polis merkezine yakın bir eve yerleştirildi. Her adımı kayıt altına alındı, dış dünya ile teması sınırlı tutuldu.
Devlet, onu cemiyetten tamamen tecrit ederek etkisiz hâle getirmeyi hedefliyordu. Ancak bu süreç, onun için ne durgunluk ne de geri çekilme anlamına geldi. Bilakis, Risale-i Nur hizmeti bu dönemde içerik olarak daha da derinleşti ve yaygınlaştı.
Medrese-i Nuriye’nin sükûtlu inşası
Kastamonu, Üstad’ın hayatında ikinci büyük iman hizmeti merkezine dönüştü. Burada kaldığı süre boyunca eser yazmaya, gelen mektuplara cevap vermeye ve talebeleriyle irtibat kurmaya devam etti. “Medrese-i Nuriye” dediği bu küçük ev, kısa sürede iman derslerinin yapıldığı mütevazı bir merkeze dönüştü.
Yazılan risaleler köy köy, şehir........
© Yeni Asya
