Her damla gözyaşı ne çok ‘kelime’dir
Son zamanlarda takıldık ‘kelime’lere, ‘kelime’, ‘kelime’ gidiyoruz. Doğarken ‘doğdu’ dediler; sonra ‘yaşıyor’ kelimesiyle şöyle bir gezinti yaptık, sonra da sahneyi ‘öldü’ kelimesiyle kapattık. Hayat herkes için böyle bir kelime serüveninden ibarettir.
Bakın şimdi de ‘kelime’, ‘kelime’ kuruyoruz cümlelerimizi. Bu bakış açıma gözlerim adeta isyan etti. Neden sadece dilin varlığını ‘kelime’ ile ifade ediyorsun. Biz neci oluyoruz burada. Dile dökülemeyen çığlıkları, kelimeye sığmayan sızıları, henüz kelime olarak adı konulmamış duyguları bir damla gözyaşı olarak taşıyan bizi neden unutuyorsun?
Bir ayrılığın acısını içinde taşıyan gözyaşını hangi ‘kelime’ yüklenir? Bir kaybedilmiş imtihanın süzülüp gelen ‘ahh’larını hangi ‘kelime’ taşır? Bir yıkılmış gönlün dem ve damarlardan süzülüp gelen, burunda bir........
© Yeni Asya
