menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İnsan

17 0
23.08.2025

İnsan bizzat değil mahiyetindeki İlâhî nefes itibariyle, sabittir. Duvarsız bir tünelde sabittir. Vücuduyla işgal ettiği yer onun tünelidir. Çevresindeki her şey, ışık hızıyla bir yerden bir yere giden sanki insanın kendisiymiş gibi gelip geçmektedir. İlâhî nefes ile sabit olan insan, etrafındaki nice tagayyürata, inkılabata cismanî bedeniyle uyar, fenaya doğru akar ancak İlâhî nefesten gelen cevheriyle bu fenaya muhalefet eder. O cevher; çıktığı aslı, kaynağı arayarak bizzat Bâkî olanı, aklı tatil-i eşgal ile bilmese de vicdanıyla özler ve arar. Manen beka arzusu budur. Mebdesi, meadı olsun ister.

Aklı tatil-i eşgal, vicdanı tefessüh etmeyen her ruh, çevresinde tagayyürat, tahavvülat ve inkılabat ile fenaya doğru akıp giden her hadise, eşya ve mahlukatta, ezelden gelip ebede bakan tecellileri görür, onlarla o cihetle alâka-i kalp kurar, ruhunun hıfzına aldığı bu tecelliyatta, cümle masivanın tesbihine, ubudiyetine nazir ve şahit olur; mana-i harfî nazarıyla edilen bu........

© Yeni Asya