Hür düşünce ve adaletin sözcüsü
Bediüzzaman’ın en bariz yönlerinden biri, adaletsiz otorite ve sistemlere karşı sergilediği hakperest muhalefettir. Bu yönü, bazılarınca yeterince fark edilememiş; hatta bazı takipçileri tarafından onun devlete uyumlu bir "muvafık" olduğu öne sürülmüştür. Bu iddiaların temelinde ise onun “müspet hareket” anlayışı ve “asayişi muhafaza” ilkesi yer alır.
Gerçekten de Bediüzzaman hiçbir zaman şiddeti desteklememiştir. Şeyh Said meselesi gibi hadiselere kesinlikle karşı çıkmıştır. Ancak bu duruşu, sistemle uzlaştığı anlamına gelmez. Aksine, onun muhalefeti derin, ilkeli ve Kur’ânî temellere dayalıdır. Mahkeme müdafaalarında, rejimin yanlışlarını açıkça eleştirmiş; Kur’an’ın koyduğu adalet ilkelerinin, dönemin ideolojik sistemlerinden çok daha üstün olduğunu cesaretle dile getirmiştir.
........© Yeni Asya
