Emanete riayet etmek
Bu yüzden emaneti korumak dünyanın her yerinde övgüye değer bir meziyet, hıyanette bulunmak ise yergiyi hak eden bir zaaftır.
İşte bu insanî değerimizi “büyük insanlık olan İslamiyet” geliştirmek üzere birtakım hükümler koymuş, emanete riayet edenleri takdir etmiş, aksini yapanları ise ihtar etmiştir.
Emanete riayet etmek, Kur’ân-ı Kerîm’de, her şeyden önce, mü’min olmanın bir özelliği olarak sunulmuştur. İlgili ayette şöyle buyruluyor: “İman eden ve kurtuluşa ulaşacak olan mü’minler öyle kimselerdir ki onlar aynı zamanda emanete riayet ederler” (Mü’minûn, 8). Bu ayet açıkça emanete titizlik göstermekle iman arasında doğrudan bir bağlantı olduğunu ifade ediyor. Nitekim Resulullah (asm) de bir hadisinde, “Emanete riayet etmeyenin imanı yoktur” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 135) buyurarak aynı hususun altını çiziyor.
Resulullah Efendimiz çok meşhur olan başka bir hadisinde ise, “Münafığın alameti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz........
© Yeni Asya
