menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Beden gözünden ruh gözüne

13 0
28.04.2025

Orada bir Kur’ân ayeti üzerinden bazı insanların gözleri olduğu hâlde kör oldukları, kulakları olduğu hâlde sağır oldukları anlatılıyordu. İlk defa duyduğum bu açıklama karşısında gözleri olan birisi neyi, niçin görmez; kulakları olan birisi neyi, niçin duymaz diye çok şaşırmıştım. Birkaç gün sonra iş dönüşü eve dönerken, sonradan epilepsi hastası olduğunu öğrendiğim bir adamın yolun kenara yığılmış olduğunu ve güç şartlar altında acı çekmekte olduğunu gördüm. Ben adama doğru yaklaşırken önümdeki en az beş altı kişinin hiç de oralı olmadan yollarına devam ettiklerini gördüm. Bir iki dakika içinde sağduyulu birkaç kişi ile adama yardımcı olurken aklımdan söz konusu ayetin açıklaması geçti: “İşte gözleri olan bazı kimseler bu adamı görmedi, kulakları olanlar bu adamın iniltilerini duymadı” dedim.

Gördüğü hâlde görmezden gelmek, işittiği hâlde duymazdan gelmek maddî alanla sınırlı değil. Güzelliği gözleri kamaştıran bir laleye baktığı hâlde arkasındaki sanatkârını görmemek, Onun kendini sevdirme isteğini duymamak çokça yaşanan bir durum değil mi günümüzde? Varlıklara bakıp da Var Edene intikal etmeyen, Onun varlılardaki dil ile mesajlarını duymayan daha doğrusu duymak istemeyen pek çok kimse yok mu bugün? Bir resme baktığımızda, fizîken görmesek bile resmin akasında bir ressamın olduğunu görmez miyiz? Bir melodi dinlediğimizde, gerçekte bir söyleyiciyi dinlediğimizi fark etmez miyiz?

Sadece “görme”........

© Yeni Asya