Âliye anne (1306)
Bu imtihan konularına sabır ve şükürle mukabele etmeye çalışıyoruz. Bazen muvaffak oluyoruz. Bazen de nefsimizin hazır lezzet zaafına ya da afaki ihmallere aldanabiliyoruz. Tüm bunlar belirli bir sıra ve hikmete göre yaşanırken ölüm hakikatiyle yüzleşmemiz insanı çok farklı bir felsefî boyuta taşıyor. Sevdiğimiz ve tanıdığımız bir simayı ahiret yolculuğuna uğurlamak beraberinde iç dünyamızda hesaplaşmayı da getiriyor…
Âliye nenem ailemizin en büyüğü, herkesin annesi ve 92 yıllık koca bir çınardı. Vefat haberini aldığım anda tarifi zor hissiyat içindeydim. İlk şoku atlattıktan sonra bu haberin anneme nasıl söyleyebileceğimi düşündüm. Meğer ne kadar zormuş anneme annesinin vefatını söylemeye çalışmak! “Anne sana bir şey söyleyeceğim” dedikten sonra devamını getirmek çok müşküldü. Benim üzgün hâlim anında 7 yaşındaki kızıma da tesir etmişti. Nenemin vefatı sebebiyle üzüldüğümü fark etmiş olmalı ki “Baba, büyük nene öldüğü için mi üzgünsün?” sorusuna ne cevap verdiğimi hatırlayamıyorum…
Gece yarısı apar topar Ankara’ya gitmek üzere yola koyulduk. Ahir zamanda maalesef düğün ve cenazelerde görebildiğimiz akrabalarımız toplanmıştı. Üç evlât ve yedi torun son yolculuk için nenemin yanındaydı. Morg, cenaze namazı, defin ve taziyeleri kabul etme aşamaları sırasıyla yapıldı.
92 yıldır Âliye ismiyle hitap edilen nenemin defninden sonraki........
© Yeni Asya
