Aile yılı iyi değerlendirildi mi?
Aile yılı iyi değerlendirildi mi?
SEFA SAYGILI
Nasrettin Hoca evinin önünde, sokak lambasının altında endişe içinde bir şey arıyormuş. Mahalleli, komşular merakla gelmişler: “Hayrola Hocam, bir şey mi kaybettin?” Hoca keyifsiz, “Evin anahtarını kaybettim, onu arıyorum” demiş. “Biz de bakalım, yardım edelim, sokakta mı düşürdün?” diye sormuşlar. “Hayır” yanıtını vermiş Hoca, “Evde, avluda kaybettim.” Şaşırmış herkes: “Pes Hocam, avluda düşürdüğün anahtar burada aranır mı?”Hoca, “Ne yapayım?” demiş, “Avlu çok karanlık, onun için burada arıyorum.”
Bizimkiler de aileyi kaybettikleri yerde aramıyorlar. Feminist ideolojiye teslim edilen aile, başka mecralarda aranıyor.
Evliliklerin azaldığı, boşanmaların arttığı, evlilik yaşının yükseldiği, şiddetin boyut değiştirerek yükseldiği, nüfusun gerilediği inkâr edilemez maddi gerçeklik olarak karşımızdadır. TÜİK verileri alarm zillerini çaldırıyor. Asgari 2,2 olması gereken nüfus artışı maalesef 1.38 seviyelerine düşmüştür. 2002 yılında 2.38 olan nüfus artışında neler oldu ki Avrupa seviyesinin bile altına inildi?
Ucuz reçete yazanlar ekonomi, hayat pahalılığı gibi mazeretlere sığınmaktadır. 1970’li yıllarda 5 seviyelerinde olan doğurganlık oranı düşünülürse bu durumun ekonomik krizle izah edilemeyeceği apaçık ortadadır.
Özellikle son 24 yılda yeni devrim yasaları ile evlilik cazip halden çıkarılmıştır. Edinilmiş mallara ortaklık rejimi, süresiz nafaka, kadının beyanının esas alınması, pozitif ayrımcılık ve kadın istihdamının köpürtülmesi kişileri evlilikten........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein
Rachel Marsden