Çalışan değil sömüren kazanıyor
Çalışan değil sömüren kazanıyor
ALİ OSMAN AYDIN
Sinema tarihinin en efsane yapımlarından Star Wars serisinin yapımcı ve yönetmeni George Lucas’ı bilirsiniz… Kişisel serveti 10 milyar dolarmış.
Jurassic Park, E.T., Er Ryan'ı Kurtarmak filmlerinin yönetmeni ve DreamWorks’ün kurucusu Steven Spielberg’in serveti ise 8 milyar dolarmış.
Terminatör ve Avatar serilerinin dâhi yönetmeni James Cameron’un serveti 800 milyon; Yüzüklerin Efendisi üçlemesini çeken Peter Jackson’ın serveti ise 500 milyon dolarmış.
Düşünün:
Tek başına film yapımcısı George Lucas’ın serveti, Türkiye’nin en zengin adamı Murat Ülker’inkinden daha fazla.
Hollywood’da sadece yönetmen ve yapımcılar büyük paralar kazanmıyorlar; ortada dönen büyük pastadan oyuncular, senaristler, besteciler, görüntü yönetmenleri, hatta filmin afişini çizen tasarımcı bile payına düşeni alıyor.
Çünkü sistem, üretime ve üretene saygı duymak üzerine inşa edilmiş.
Marlon Brando örneğini hatırlayın. Brando 2004 yılında öldü.
Başrolünü oynadığı “The Godfather” Paramount’a ait.
Ancak film dijital platformlarda, televizyonda, özel gösterimlerde yayınlandıkça Brando’nun mirasçıları para kazanmaya devam ediyor.
Çünkü ABD’de oyuncunun yüzü, sesi, imajı kişilik hakkı kapsamında.
Filmi yayınlayan, Brando’nun sesini yahut görüntüsünü reklama taşıyan kim varsa, kazancını mirasçılarıyla paylaşmak zorunda.
Düşünün…
Brado’nun oynadığı filmler dünyanın öbür ucunda gösteriliyor ve torunları hâlâ para kazanıyor.
Senarist filmin gösteriminden, besteci müziğinin her kullanımından; kısacası filme emek veren herkes, film yaşadıkça kazanıyor.
Böyle bir sistemde kim üretmek istemez ki?
Üretiyorsun, satıyorsun ve o izlendikçe para kazanmaya devam ediyorsun.
Sadece seyirlik bir şey yapmıyorsun; aynı........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d