Rüyalarla yaşayan adamın günlüğü
Rüyalarla yaşayan adamın günlüğü
AHMET CAN KARAHASANOĞLU
Bazı anlar vardır ki insanı, dipsiz bir kuyu gibi içine çeker. Hiçbir hazırlığınız yoktur; sessizce, ağır ağır çekilirsiniz içeri. Her düşüşte aynı sorular yankılanır zihninizde:
Anlamın peşindeki bir arayış mı bu?
Yoksa sadece derin bir yalnızlık mı?
Bitmek bilmeyen kaçış planları mı?
Bu bir hâlettir; içine girenin bile nedenini tam olarak kestiremediği...
Ve işte o an fark edersiniz:
Sizi dipsiz kuyulara sürükleyen şey zaman değildir.
Siz zaten hep o kuyunun içindesinizdir.
Gündüzün kalabalığında anlamazsınız belki; ama gece olup da kendi sessizliğinizle baş başa kaldığınızda, o karanlığın çoktan içinize yerleştiğini hissedersiniz.
Belki de siz, o kuyunun ta kendisine dönüşmüşsünüzdür.
Böyle aksak ruhlar için uyku, cepte saklanan mistik bir geçittir.
Gündüzün kapılarını yumruklayan bilinçaltı, gece tüm engelleri aşar.
Ve insan, ruhani zindanlara benzeyen o tuhaf yolculuğa sürüklenir.
Bunu fark edenler vardı. Bir de hiç fark edemeyenler. Fark edemeyenler, başını yastığa koyar koymaz savrulurlar bilinçsizlik gecesine. İşte, geceyle gündüz arasında bir yerde, zihninizin kıyısında beliren o an…
Şehrin terk edilmiş bir tramvay durağında karşılaştığınız ebedi yabancı… Önünde eski bir defter durur. Yazı, zamanın ipiyle anlamı yabancıya bağlamıştır.
Bir açabilseniz o defteri, ne çok kırık dökük terk ediliş, ne çok ihanet, ne çok düş kırıklığı çıkar karşınıza...........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d