menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Altın mı değer kazanıyor, yoksa!

12 1
12.10.2025

Ahmet Müfit yazdı…

Yaklaşık bir ay önce, vatandaş, gıda ya da temel tüketim maddesi yerine otomobil alsa, enflasyonun düşüşünü hissedecek diyerek “derin bir tespit” yapmış olan Merkez Bankası Başkanı, şimdide -sonradan düzeltmeye çalışsa da-, vatandaşın, kendini bu iktidarın ve maalesef Merkez Bankasının ekonomik katliamından korumak için satın alıp, kötü günler için sakladığı altını (yastık altı), enflasyonun düşürülememesinin nedeni ilan etti. ABD Dolarını, son 50 küsur yılda ama özellikle son 20 yılda yaşanan onca “negatif” gelişmeye karşın, hala küresel ölçekte geçerli tek değer ölçüm aracı/sabite gören, ABD merkezli, tarafgir/fanatik bakış açısının sonucu olarak, bu tespitini, altında yaşanan değer artışı ve bu durumun elinde altın bulunanlar nezdinde ortaya çıkardığını iddia ettiği servet etkisi ile açıkladı.

Bu yazıda ele alacağım konu, tam da bu. Geçtiğimiz hafta içinde 4030 dolarlara kadar çıkıp, Cuma günü itibarıyla yeniden 4000 doların altına düşen altının, ABD Doları bazlı olarak değerindeki yükselişin devam edip etmeyeceği. Bazı piyasacıların söylediği gibi, bir altın balonunun oluşup oluşmadığı.

Gerçekleri göz ardı ederek, ABD’yi halen küresel ölçekte tek güç, ABD Dolarını tek uluslar arası ödeme birimi ve değer ölçüm aracı/sabite olarak gören ve bizim Merkez Bankasına da hakim olan bu “adanmış” bakış açısı ile bakıldığında, ABD Doları biriminden altının değerinin, rekor üzerine rekor kırdığını yani değerlendiğini söylemek şüphesiz ki doğru. Tam üç yıl önce yani 2022 yılının Ekim ayında 1680 dolar düzeyinde olan 1 (Bir) Ons altının fiyatı, geçen üç yılda2 kattan da fazla artarak, bu gün itibarıyla 4030 doları aşmış durumda ve durulacağa da benzemiyor.

Gerçek ise bu kez de gösterilen den farklı ve farklı olmasının nedeni de, sorumlusunun bizatihi, ABD Merkez Bankası ve onun yönlendirme ve resmi olmasa da fiili denetimindeki, küresel ölçekli Bağımsız Merkez Bankaları sisteminin, özellikle 2007-2008 ABD Merkezli finansal krizle başlayan süreçteki en hafif tabirle yanlış politikalarının/uygulamalarının olması. 2008 krizi sonrasında, batık finans şirketlerini/yatırım bankalarını kurtarmak için, para basımı, batık tahvil alımı ve faiz indirimi (negatif faiz uygulaması) yoluyla ortalığa saçılan ve kriz sonrası geri alınacağı söylenen trilyonlarca doların, başta söylenenin tersine bir türlü geriye alınmaması/alınamaması. Bu kontrolsüz ve limitsiz parasal genişlemenin geri döndürülemeyeceğinin ve enflasyon........

© Veryansın TV