menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Satılmış Ruhlar Kaybedilen Topraklar

10 5
28.09.2025

Tüm dünyanın dikkat kesildiği Birleşmiş Milletler (BM) genel kurulu 23-25 Eylül 2025 günlerinde bir kez daha toplandı. Bu toplantıdan dünya kamuoyunun beklediği en önemli konulardan birisi hiç şüphesiz Filistin/Gazze meselesiydi. Çünkü tüm dünya devletleri ve halkların büyük çoğunluğu Gazze meselesinin çözümünü Birleşmiş Milletler (BM) teşkilatı denen güçlülerin örgütüne havale etmişlerdi. Yapılan toplantılarda gündeme damgasını vuran devlet ABD olduğu için, başkanlardan da Trump oldu. Oldukça önemli kararların alındığı zirveden Gazze’de barışın yakın olduğu haberleri dünya kamuoyuna servis edilirken Siyonist İsrail askerleri de boş durmuyordu.

Bir yandan Gazze’yi tamamen kuşatma altına alan Siyonist devlet, diğer yandan da bombalamaya devam ederek Müslümanların kökünü kurutmaya ettiği yeminini yerine getirmeye çalışıyordu. Gazze’de bu vahşet yaşanırken diğer yanda yani BM’de yapılan toplantılarda Filistin’i tanıma yarışı tüm hızıyla devam ediyordu. Bu yarışta ilginç olan asıl şey Siyonizmin ilk hamisi ve kurucu babası olan İngiliz Yahudi medeniyeti de bağımsız bir Filistin devleti olarak Filistin’i tanıma kararı alıyordu.

Filistin halkının bağrına zehirli hançerini ilk saplayan İngiliz iblisi ve Afrika’da insan avcılığı yapan Frenk kafirlerine ne olmuştu da bir anda vicdan yapıp Filistin’i devlet olarak tanıma yoluna gitmişlerdi. Bir şeyler döndüğü, yeni oyunlar oynandığı çok aşikardı. Ama bu oynanan oyunun şifrelerini çözecek feraset ve basiret sahibi İslam ülkeleri ve liderleri var mı derseniz cevap çok iç açıcı değil. Hatta BM üyesi olan İspanya ve İtalya’nın barış filosu Sumud’u korumak için askeri gemiler göndermesi bile tüm dünyanın takdirini toplamakta gecikmedi. Çaresizliğimizi, beklentimizi ve umudumuzu artık her türlü insanın ve aktivistin katıldığı Sumud filosuna ve sömürgeci Avrupa ülkelerine bağlamış durumdayız. Tüm Avrupa ülkelerinin Filistin devletini tanımak ve iki devletli bir çözüm önerisini her gün dillendirmeleri bir amaca binaen olsa gerek. Bu da Siyonist İsrail devletini koruma, kollama ve geleceğini garanti altına alma amacını gütmektedir. Yani küresel emperyalist Siyonizm ortaklığı şunu çok iyi biliyor; Gazze’de bu devran böyle gitmez. Onun için İsrail’in bu topraklarda ilelebet yaşamasına kesin çözüm üretmek istedikleri için iki devletli bir çözümü hayata geçirmeye çalışıyorlar. Bu girişim başarıya ulaşırsa bu günün şartlarında İsrail için en doğru çözüm olacaktır.

Batının bu yaklaşımını başka türlü anlamak imkansız. Tabi kurgulanan bu tuzakta en büyük pay Hamas’a düşüyor. Hamas’a düşen pay nedir dersek; ŞEHADET yani ölüm. Aslında bu Hamas’ın şahsında Müslümanların ve Gazze’nin de ölümü. Çünkü Hamas sonrası Gazze’yi artık Siyonist işbirlikçiler, insan müsveddeleri ve münafıklar yönetecek. Ve sözüm ona bağımsız bir Filistin devleti şeklen olsa da tasmaları Siyonist çete devletinin elinde olacak. Bu yazdıklarım fazla abartılı gelebilir ancak basına verilen demeçleri, el altından sızdırılan haberleri ve satır aralarını doğru okuduğumuzda varmak istedikleri yer burası. Zaten bu yüzden Siyonistler katliamlarının dozunu her gün artırıyor ki masada güçlü olsunlar ve Müslümanları zillete razı etsinler. Bu razı oluşun Filistin halkına getirisi ise sadece emir komuta usulü yarı tutsak bir yaşam olacak. Bugün arkasında durduğu İslami direniş yenilgiye........

© Venhar Haber